Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında Can Holding’in malvarlıklarına TMSF tarafından el konuldu. Habertürk, Show TV ve Bloomberg HT gibi önemli medya kuruluşlarını da kapsayan operasyonla 121 şirkete kayyum atandı. Ayrıca, Kemal Can, Mehmet Şakir Can ve Kenan Tekdağ dahil 10 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı.Bunun üzerine gündeme tekrar gelen kara para aklamanın ne olduğu,nasıl yapıldığı merak konusu oldu.
Kara para aklama nedir?
Kara para aklama, suç gelirlerinin kaynağını gizleyerek yasal ekonomik sistemde meşruymuş gibi gösterilmesi işlemidir. Genellikle uyuşturucu, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı veya kaçakçılıktan elde edilen gelirler bu yönteme konu olur. Amaç, suçtan elde edilen paranın izini kaybettirerek yasal bir gelir gibi kullanmaktır.
Kara para aklamanın yöntemleri
Uzmanlar, kara para aklamanın üç temel aşamada gerçekleştiğini belirtiyor:
Yerleştirme (Placement): Suç gelirinin bankalar, şirketler veya finansal kuruluşlar aracılığıyla sisteme sokulması.
Katmanlama (Layering): Paranın farklı hesaplar, şirketler veya ülkeler arasında transfer edilerek izinin kaybolması.
Bütünleştirme (Integration): Para, yatırım, gayrimenkul veya şirket hisseleri gibi yasal araçlar üzerinden ekonomik hayata kazandırılır.Bu yöntemler, paranın kaynağını gizlemek ve yasal yollarla elde edilmiş gibi göstermek için kullanılır.
Kara para aklamanın cezası
Kara para aklama suçunun cezası oldukça ağırdır. Türk Ceza Kanunu’na göre bu suçu işleyenler, 2 yıldan 10 yıla kadar hapis ve yüksek miktarda para cezası ile karşı karşıya kalabilir. Ayrıca, suçla bağlantılı mal varlıklarına el konulması ve ticari faaliyetlerin durdurulması gibi yaptırımlar da uygulanabilir.
Uzmanlar, finansal işlemlerde şüpheli hareketlerin izlenmesini sağlayan MASAK raporlarının ve denetim mekanizmalarının, kara para aklamayla mücadelede kritik rol oynadığını belirtiyor.
“Suç gelirini meşru gösterme çabası”
Yetkililer, kara para aklamanın sadece finansal sistemi değil, ekonomik güveni ve rekabeti de olumsuz etkilediğini vurguluyor. Suç gelirinin aklanması, piyasada haksız avantaj sağlarken, devletin vergi kaybına da yol açıyor. Bu nedenle hem ulusal hem uluslararası düzeyde önlemler artırılıyor.