İnsanlık, dünden bu güne KARA tanımı ile başlayan yaşam günlükleri-süreçleri ile dolu. Tarihte; Ülkenin de,Dünyanın da KARA tanımı ile başlayan olaylarının tamamı ya toplumun veya bireylerin bedelini kanı ile ödediği yaşanmışlıklarla doludur. İtalya'da Faşist Mussolini emrinde ki önce Ülkenin,sonrasında Avrupa ve Dünyanın savaşa sürüklenmesinde silahlı faşist birlikler KARA GÖMLEKLİLER olarak tarihteki nefretle anılan yerlerini almışlardır. Bunları bir kategoride değerlendiririz.Bir de;
Attığı her adımda,yaptığı her işin sonrasında olumsuz sonuçlarla karşılaşanlar için toplumda ki tanım KARA YAZILILAR,KARA KADERLİLER v.b. olarak ifade edilenler vardır. Her ne kadar bu tanımlardakileri kişilikle tanımlarsak ayrı bir sınıflandırmaya da KARA PARA(ne demekse...) aklayıcıları olan bir başka toplum sülüklerini, kan emicilerini,ihanetçileride ayrı bir kategori olarak değerlendirdiğimizde, bunun alt yapısında eğitimsizlik, bencillik, neme lazımcılık,iş bilmemezlik, bilmediği halde her işe burnunu sokma, vurdum duymazcılık gibi genetik veya güncel etkileşim altındaki bireylerin davranış ve söylemlerinde alt yapısında bozukluk olan, dışa vurumu toplumda olumsuzluk,kötülük doğuran sonuçlar karşımıza çıkmaktadır. İnsan, varoluşu gereği bir takım Genetik bağları olan yaratıktır.Genetik kodlanmaları ve etkileri bir kenara koyarsak, Freud'un dediği gibi "İnsan, karşılaştığı kişilerin kalıntısıdır." Ya geçmişten veya anında, diğer insanlarla etkileşim içinden çıkan kalıntılar toplumda olumlu veya olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.Yüzler var, umutsuz, kederli ve inançsız.
Yüzler var, kapıları, perdeleri kapalı.
Yüzler var, pişman, geç kalmış, kimselere yetememiş.
İşte buradan da çıkarılacak sonuç; toplumda bir arada yaşadığımız yüzsüzlerin,utanmazların,azda olsa pişmanların varlığı.Bütün toplumu tek tipleştirmek olanaksız olsa da iyileri,iyilikleri çoğalttığımızda daha mutlu olacağımız gerçektir.Bu pozitifliklerin çoğaltılması ile sonuçta sözü uzatmadan; DAHA YAŞANILIR BİR DÜNYA olacaktır.İstemez misiniz?Her ne kadar, hayat "Yaşadığım eziyeti başkaları yaşamasın.." diyebilen insanlar için zor olsa da, çemberin dışına çıkabilmek ve zincirin paslı halkalarından biri olmayı reddetmek, yeryüzündeki en büyük devrimci eylemlerden biridir.Antik Yunan filozofu Sokrates MÖ 399'da yargılandığı mahkemede “Bildiğiniz gibi, iftirayla haset başka birçok dürüst insanı mahvetti ve mahvetmeye devam edecek sanırım. Hiçbir kötülük benimle sona ermeyecek.” demişti.
Gün geçtikçe ve şahit olduğumuz akıl almaz kötülükler çoğaldıkça, Sokrates'in ne kadar haklı olduğunu anlıyoruz. Çünkü böyle zıvanadan çıkmış bir asırda iyi insan kalabilmek başlı başına ağır işçiliktir. İnsanı yorar, üzer, yalnız bırakır, umudunu keser ve yaşama hevesini kırar. Bütün bu bedellere karşın, ben gene de direnmekten yanayım ve iyiliğin de kötülüğün yerini alacağına inanıyorum.
Tercih Sizin..Çaresiz değilsiniz.
ÇARE SİZSİNİZ...
Yük.İnş.Müh.Muhittin Sait KÖSE