Kendine Yetmeyen Akıllar

Hayat garip… Kimi kendiyle bile baş edemezken başkalarının hayatına yön vermeye kalkıyor.

Olmayan konularda konuşmayı huy edinmiş, her şeyin uzmanıymış gibi davranan insanlar var. Her şeye müdahil olmaya meyilli, sanki hayat senaryosunu onlar yazmış gibi tavırlar içinde. En ironik olanı da kendi düzenini kuramamış birinin, senin hayatına taktik vermeye çalışması.

Oysa insanın önce kendine yetecek kadar aklı, farkındalığı, karakteri olmalı. Başkasının hikâyesine sızmadan önce kendi defterini temizlemeli. Ama yok… Onlar yanındayım romantizmini sinsi kurnazlıklarla süsleyip ‘’destek’’ maskesi takıyorlar. Kimi iyi niyet kisvesi altında yönlendirmeye çalışıyor, kimi ise sadece merak ve kontrol arzusunu tatmin ediyor.

Bu tür insanlar sessiz tehlikelidir. Çünkü açık düşmanlıktan daha çok zarar verirler. Tavsiye gibi başlayan cümleleri, zamanla yönlendirmeye; ‘’dostça’’ yaklaşımları ise manipülasyona dönüşür. En sonunda fark edersin: senin kararlarını sen değil, onların sinsi telkinleri şekillendirmiş.

O yüzden bazı ‘’yanındayım’’ diyenlere mesafeli durmak gerekir. Çünkü herkesin yanında olma niyeti aynı değildir. Kimi gerçekten elini tutmak ister, kimi de elini tutup seni istediği yöne çekmek.

Kendine yetmeyen akılların rehberliğinde kaybolmamak için bazen en doğru tavsiye kimsenin tavsiyesini dinlememektir.