LİDER KORKMAZ!
Lider olabilmek için halkla bütünleşmek, halktan bir parça olduğunu bilmek birinci şarttır.
Liderin ayrıca bilgi ufku geniş olmalıdır. Ancak günümüzde, her şeyi bilmek gerekmiyor bir lider için. Çünkü danışmanlar imdada yetişiyor. İşin garip tarafı, danışmanların birçoğu da, konularına hakim olmadıkları için, efendilerini yanlış yönlendirebiliyorlar.
Kimi ülke yöneticilerinin bir söylediğinin, diğer söylediğini tutmaması, tenakuza düşmesi, belki de bundandır.
***
Halkla bütünleşen bir lider, halkın içerisinde, serbestçe dolaşır, sohbet eder, dert dinler; tıpkı ATATÜRK gibi.
***
Eğer bir lider, bu şekilde halkla bütünleşememiş, bir sürü korumayla dolaşıyorsa, koruma daha da şekilleniyorsa, bunun sebepleri olmalıdır.
Sebeplerinin neler olabileceğini, okuyucularıma bırakıyorum.
***
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinde, yediden yetmişe herkes ağlamıştı; içinden gelerek…
O günleri gören biriyim; okuma yazması olmayan anamla nasıl gözyaşı döktüğümüz hâlâ gözlerimin önündedir.
***
“Her canlı ölümü tadacaktır”, ayetini bilmek gerek. Halk tarafından sevilmeyenler de öleceklerdir. Ancak onlar için ağlayanlar, ancak aileleri olacaktır.
***
“Kul hakkıyla gelmeyin” öğüdü, dinimizin en önemli kurallarından biridir.
Buna inanan lider, ülkesinin çıkarlarını, kendi çıkarlarının önünde tutar; hele hele Müslümanların yaşadığı bir ülkede, kefenin cebinin olmadığına inanır.
***
Bir kahkaha, bir pirzoladan nafidir derler. Aklıma gelen, yalanlı-dolanlı şu fıkrayı siz okuyucularıma anlatayım da biraz gülelim; pirzola veremeyeceğime göre.
Adamın biri, rahatsızlığı nedeniyle hastaneye gider. Doktordan, kanser olduğunu ve birkaç aylık ömrü kaldığını öğrenir.
Durumunu soran herkese Aids olduğunu söyler.
Durumu öğrenen doktor:
-Bugün, yarın öleceksin! Kanser olduğun halde neden Aids yalanını söyleyerek günaha giriyorsun?
Adam büyük bir rahatlıkla:
-Ben öldükten sonra, karım evlenemesin diye
Orhan YALKIN