Türk sporu bu sene hem hüznü hem de sevinci yaşadı. Şike skandalı ile sarsılan futbol camiası, ülkemiz üzerinde dolaşan kara bulutlar nedeniyle zor günler yaşarken, diğer amatör branşlarda yüzümüz güldü. Yıllardır bütün uluslar arası müsabakalarda hep kötü sonuçlar alan takımlarımız bu sene Türkiye’nin gururu oldu. Futbolda yaşanan kaos nedeniyle maalesef tüm programlar amatör branşları es geçti. Sanki Türk sporu futbol üzerine kurulmuş gibi sadece Fenerbahçe şampiyonlar ligine gidecek mi, UEFA ne ceza verecek, konuşulan konu bu. Televizyonlardaki spor programlarında saatlerce aynı şeyler ısıtılıp, ısıtılıp önümüze sürülüyor. Oysa tüm spor kamuoyu her şeyi biliyor. Bir Allahın kulu da son zamanda kazanılan başarılardan söz etmiyor. Oysa 2012 yılında uluslararası müsabakalarda yüzümüzü diğer takımlarımız güldürdü. Bence Fenerbahçe’nin Şampiyonlar ligine gitmesinden daha önemli. Önce Beşiktaş Milangaz takımı Efes basket takımından sonra Fiba Eurohallange kupasında Avrupa şampiyonu oldu. Daha sonra Bayan Voleybol Milli Takımımız ilk defa olimpiyatlara gitme hakkını kazandı. Arkasından Bayan Basketbol Milli takımımız olimpiyatlara gitme hakkını kazandı. Bununla da bitmedi. Avrupa Atletizim şampiyonasında 4 Altın, 2 Gümüş, 1 Bronz madalya kazanarak Avrupa beşincisi olma başarısını yakaladık. Ülkemizi başarıyla temsil eden gururlandıran bu takımlarımız, tamamen amatör ruhla mücadele ederken, benim için, atıkları her adım için milyonlarca lira kazanan futbol takımlarından daha değerlidir. Ülkemizde artık amatör spora gereken değer verilmiştir. Yapılan yatırımlar nedeniyle başarılar arka arkaya gelmektedir. Artık spor basını da gereken değeri bu takımlarımıza vermeli. TRT haricinde diğer özel kanallarda milli maçlarımızı yayınlamalıdır.. Eskiden uluslararası yarışmalar da nal toplayan atletlerimiz artık altın madalya toplamaktadır. İşte fark burada….