NASIL OLUR

Dememek… 

Saç baş yolmamak için, kendimi zor tutuyorum! 

Ama haksız mıyım? 

Bir soytarının, bir terbiyesizin yediği herzeden hatta hatta Sayın,  Aileden Sorumlu Bakanımız bile iki kat üzüldüğü terbiyesizlik ten vazgeçtim… 

Adalet mekanizmamızın, nasıl böyle kaygan bir zemin üzerinde oturuyor, olmasını anlamıyorum! 

Evet anlamıyorum… 

Yargı… 

Yargının kararı, olacak şey değil; zoru gördüğü zaman nasıl böyle çark ediyor, değişiyor? 

Olur mu? 

Yani bu bir yerde: 

“Pardon… Kusura bakmayın yanılmışız…” 

Şerefsizin, kendini bilmezin birisi, pırıl pırıl – haydi pırıl pırıl olmadığını kabul edelim. Ama ne olursa olsun bu bir kadın. Çocuklarımızın anası. – bir genç kızımıza dolmuşta ŞORT’LU olduğu için şeytan gözünde görüyor; hakaret ediyor! 

Ve… 

Tekmeliyor! 

Ulan terbiyesiz asıl sen şeytan, asıl sen kâfirsin! 

Bu sapık ruhlu meczup; 6 gün polisimizin – Allah yokluklarını vermesi, yoksa biz böyle sapıklarla nasıl baş ederdik? – sıkı takibi sonucunda ki; o polislerimiz o namussuzu yakalamak için ne yoğrulmuş, ne terler dökmüşlerdir! 

Ne oluyor? 

Yakalanıyor… Sorgulanıyor… Hâkim karşısına çıkartılıyor. 

Ve… 

Hâkim: “Yürü git bir daha böyle bir halt karıştırma karıştırırsan…  

Hııı diyor! 

Adalet… 

Kıldan ince, kılıçtan keskin olmak zorunda olan bir demokrasi gerçeği ve esasıdır! 

Yanılıyor muyum? 

Kadı… 

Nice cihan padişahlarının dahi önlerinde el pençe divan durdukları, kararlarını tereddütsüz saygıyla kabullendikleri adalet dağıtıcısı… 

Yeni duydum, ne derece doğru ya da değil bilemiyorum… 

Olay İngiltere de geçmişmiş? 

Genç bir İngiliz kızı vaktin epeyi geçtiğin bir vakitte işinden evine giderken yolu bir parktan geçer. Parkta kendini bilmez bir İngiliz, genç kıza laf atar ve korkutur! Dehşette düşen genç İngiliz kız bangır bangır bağırarak yardım ister. O civardaki diğer İngiliz gençler kıza sarkıntılık eden serseriyi yakalayarak polise teslim eder.  

Hâkim karşısına çıkartılan suçluya: 

“7 yıl ve 7 gün hapis cezası veriyor.” Bu şok ceza üzerine hâkime soruyorlar: 

“Adam kıza elini dahi sürmemiş… Bu 7 yıl, 7 gün çok ağır bir ceza değil mi?” 

Gerçekten de çok ağır bir ceza… Ne yapmış ahlaksız? Adam mı, öldürmüş, yoksa kıza tecavüz mü etmiş” 

Hâkimin cevabı: 

“Kızı korkutmanın cezası sadece 7 gün. 7 yıllık ilave ceza, İngiliz kızlarının gece parklarda dolaşma ve parktan geçme özgürlüğüne saldırmanın cezası…” 

Böylece İngiliz hâkim, ahalinin ayağa kalkmasına meydan vermeden; işte adalet bu dedirmemiş mi?