Okullarda öğretimden ziyade eğitime yer verilmelidir.
Bugün duyduklarımız, gördüklerimiz maalesef bunu doğrulamıyor. Bilgi edinmenin yanı sıra eğitilmek çok daha önemlidir.
Ders yılı başında, aşağıda sunduğum konuşmamı, bu gün için nasıl bulacaksınız?
xxx
“Sevgili Öğrenciler, Değerli Meslektaşlarım,
1985-1986 Öğretim yılına başlamak üzere yeniden bir araya gelmiş bulunuyoruz. Uzun süren bir tatil dönemi daha geride kalırken, aramıza ortaokuldan mezun olup katılan öğrencilerimizi de alarak, yeni öğretim yılına başlamanın sevinciyle hepinizi selamlar, başarılı bir yıl geçirmenizi dilerim.
xxx
Sevgili öğrenciler, bugün her biriniz kentin değişik yerlerinden, civar il ve kasabalardan kalkıp gelerek bu sıcak yuvada birleştiniz. Gönlünüz aydınlık ve tertemiz umutlarla dolu. Diliyoruz bu kutsal yuvada geçen her an, yaşamınız boyunca sizlere ışık tutsun.
Bu isteğimizin sadece bir dilek olarak kalmaması için, bir gölge gibi peşimizde olup en fazla bilgi edinmeye ve beceri kazanmaya çalışınız. Böylece siz yeni bilgilerle kucaklaşırken, biz öğretmenler verdiğimiz uğraşın kıvancını yaşayacağız.
xxx
Sevgili öğrenciler, henüz yolun başındayken bazı konuları belirtmekte fayda görüyorum.
Bu konuların başında, okulumuzun bir meslek lisesi olarak öğretim kurumları içindeki yeri ve önemi gelmektedir. Okulumuzun kuruluş amacından gelen bir özelliği, meslek derslerinin ağırlıkta olmasıdır. Hal böyle iken bu derslere daha yoğun bir çaba harcamanız gerekmektedir.
Göstereceğiniz çaba, bir yüksek öğrenim olanağı bulamadığınız zaman sizlere kısa yoldan ekmek kapısı açacaktır. Biliyorsunuz ki, okulumuz muhasebe dalında ara elemanlar yetiştirmektedir. Bu okulda gereken bilgileri almışsanız, bu dalda belli bir noktaya gelip, piyasada iş bulma olanağı kazanırsınız.
xxx
Ancak bu söylediklerim sizleri pembe dünyalara salmasın. Soluk defter sayfaları arasına sıkışıp kalmış bilgiler, tozlu raflarda dururken bunlara kimse para vermez. Okulu bitirip, diplomayı düşe kalka da olsa alırsınız. Belki çerçeveletip duvara da asarsınız. Ama kafada bir şey yoksa o diploma ara sıra baktığınız bir albüme benzer. Gün gelir duvardan indirip onu da rafa kaldırırsınız.
Bu söylediklerim de sizi korkutup ufkunuzu karartmasın. Şunu söylemek istiyorum: Henüz bembeyazken defterler, onları boşa doldurmayınız, attığınız adımı bilerek atınız. Bu çatı altında geçireceğiniz yıllar, kaybedilmiş yıllar değil kazanılmış yıllar olması için çalışınız.
xxx
Eğitsel kol çalışmalarına önem veriniz. Bu yolda çalışmaya önem vermeniz, hayata atıldığınız zaman yükleneceğiniz sorumluluğun temel taşı olacaktır. Sizi hayata hazırlayan unsurlardan biri olacaktır.
xxx
Büyük Önder Atatürk, ‘Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır’ diyor. Bu günün gençleri, yarının büyükleri, yöneticileri olacaktır. Dürüst, çalışkan, ülkesine bağlı birer kişi olacaksınız. Yüreğinde, yaptığı işin kaygı ve sorumluluğunu taşıyan, geçen yılların maddi ve manevi külfetinin bilincine varan birer nesil olacaksınız. Atatürk’ün bu
sözünü yerine getirmek için, biz öğretmenler elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Ancak sizler de bu veciz sözdeki ‘genç nesil’ olabilme gayretine çalışmak, çok çalışmakla katılacaksınız.
Bizim burada söylediklerimiz, belki kısa zamanda unutulabilir. Kalıcı olan içinizde yakacağınız çalışma ateşi olacaktır.
xxx
Sevgili öğrenciler, başarınız büyük ölçüde kendi aranızda kuracağınız ilişkilere de bağlıdır. Okul, sizin için her gün belirli saatlerde gelinip gidilen sıradan bir yer değildir. Sizin müşfik bir yuvanızdır. Dolayısı ile de burada kurulan ilişkilerin izleri gelecek yaşamınıza etkin bir biçimde damgasını vuracaktır. Bu eğitim ve kültür yuvasında, dostluğun, toplu yaşama koşullarının, dayanışma ve arkadaşlığın ilk değerlerini kazanmaya çalışınız.
Aşınan sıraların arasında, gönül istiyor ki, bin bir çeşit renkte çiçekler açıp, yeşersin.
Hepinize başarılar diler, sevgi ve saygılarımı sunarım.”