POLİS VE HALK

            Önce şunu bilelim: Polis aldığı emri, talimatı uygular; yani emir kuludur.

            Maalesef zaman, zaman halk ile polis karşı karşıya getiriliyor.

            Polis, bu ülkenin bir değeridir.

            Halk ile karşı karşıya getirilmesi, halkı polisten soğutur. Onun değerini düşürür.

            Halkın güvendiği polise bu reva görülmemelidir.

            Öyle günler yaşadık, gördük ki, polis ile halkın el ele verdiği günleri…

            xxx

            1970’li yıllarda, polis kıyafetinin yeşil renkli kumaştan yapıldığı günlerde, halk polisten soğumuştu.

            İstanbul’da olay yerine CMS arabalarına benzeyen araçlarla giderdi polis. Aracın iki yanındaki yerlere sıralı oturdukları için polise, o günlerin meşhur gazoz markası olan “Furuko” adını takmışlardı.

            Halk ile polisin arası açılmıştı.

            Sebep iktidardı.

            xxx

1980 yılından önce halkın bir bölümü sağcı ve solcu olmak üzere ikiye bölünmüştü. Polislerde ikiye ayrılmıştı. İki dernekleri vardı; Polbir, Polder.

Milliyetçi polislerin derneği Polbir; solcu polislerin derneği ise Polder idi.

            Bu durumda polisler kendi görüşleri dışındaki halka iyi davranmazdı. Aynı zamanda polisler arasında birlik de bozulmuştu.

            Sebep iktidardı.

            xxx

            Taksim Gezi Parkı’nda vatandaş ile polis karşı karşıya getirilmiş durumda.

            Sebep?

            Sebep, yetkililerce Gezi Parkı’nın yerine alış-veriş merkezi yapmak; halkın isteği ise burasının eski haliyle park olarak kalması.

            xxx

            Aklın yolu birdir.

            Hani birçok konuda vatandaşın dediği oluyordu?

            Bu konuda halk temsilcileri ile parka inşaat yapacaklar bir masada toplansa, bir sonuca varılır her halde.

            xxx

            Çoğu zaman ülkemizde polis, iktidarın bir elemanı olmuştur. İktidarlarca halkın üzerine saldırılmıştır.

            Aslında polis halkın ta kendisidir; halkın bir parçasıdır.

            Anlayış, polisin iktidarın bir elemanı olarak bilindiği dönemlerde, halk ile polisin arası hep açılmıştır; toplumun bir değeri olan polis sevilmemeye başlamıştır.

            Polis kendi haline bırakılmalı, o da toplumda huzuru sağlamalıdır.

            xxx      

Şu sıralarda ülkemizin huzura ihtiyacı vardır.

            Olayları kamçılamak yerine, mutedil davranmak herkesin şiarı olmalıdır.

            İktidar “ Ben iktidarım; istediğimi yaparım” dememeli; muhalefete el uzatmalıdır. Ayrışma yerine, birlik beraberlik sağlamalıdır.

            Eğer bu yola gidilmezse, ülke çok şeylere gebe kalabilir.

                                                                                                       Orhan YALKIN