Saklı Cenneti görmediyseniz yaşadım demeyin

KILAVUZUMUZ ALİ KOÇUM… Ali Koçum kılavuzumuz oldu, götürdü bizi cennete. Bildiğiniz cennete değil ama. Bu dünyanın cennetine... Saklı Cennet’e…

Hani çocukları geleceğin İmam Hatibine yetiştirecekler ya, 4+4+4’ün ilk kurbanlarının toplandığı 66 aylıkların sınıfında öğretmen sorar.

“Çocuklar cennete gitmek ister misiniz?”

Bütün çocuklar parmak kaldırmış:

“Evet öğretmenim, evet evet!”

Sadece Fatmacık kız parmak kaldırmaz. Öğretmen ona sorar:

“Sen cennete gitmek istemiyor musun kızım?

“Hayır.”

“Niçin?”

 “Okuldan çıkınca doğru eve gel, dedi annem.”

“Şimdi değil çocuğum, ölünce demek istemiştim. Ölünce cennete gitmek istemez misin?”

“Ha… Ben bugün sanmıştım. O zaman giderim tabii. Ama oraya nereden gidilir, bilmiyorum ki.”

 UNVANLARI KARVİZİTE SIĞMIYOR… Gazeteci ve araştırmacı yazar olan arkadaşımız Ali Koçum’un o kadar çok unvanı var ki, kartvizite sığmıyor. Buna çözüm arayan Koçum çözümü kartvizit yerine kartpostal kullanmakta bulmuş.

CENNETE NEREDEN GİDİLİR

Ben de bilmiyordum Cennet’e nereden gidileceğini. Neyse ki bizim Ali Koçum gibi bir dostumuz var. Elimizden tuttu, götürdü bizi oraya. Bildiğiniz cennete değil ama. Bu dünyanın cennetine... Saklı Cennet’e…

Ali Koçum’u tanırsınız. Kartvizitinde işlerinin adlarından kartvizitinde boş yer kalmayan arkadaşımız:

“Araştırmacı Yazar-Özgün Düşünce Derneği Genel Sekreteri-Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Emeklileri Derneği aktif üyesi-facebook aktif üyesi-www.alikocum.com veb sitesi sahibi-Yeni Çizgi Gazetesi Genel Yayın Müdürü-“50 Yıl Evvel Hoşgörü Şehri Gaziantep” adlı albüm/eserin müellifi, Her mevsim bir yenisinden oluşan “Geçmiş Zaman Olur ki” fotoğrafları sergilerinin kotarıcısı,.. e-posta ileti adresi: alikocum47@hotmail.com

Yeni tasarıları da var ama “kartvizitimde yer kalmadı” diye vazgeçecekken çözümü bulan Ali Koçum dostumuz titrini sığdıramadığı için kartvizit yerine artık kartpostal kullanmaya başladı.

HANDAKİ  DERNEK… Cuma sabah saat 8.30’da Büdeyri Han’ının birini katındaki Özgür Düşünce Derneğide buluştuk.

Şaka bir yana bunca işin üstesinden nasıl geldiğine şaşıp dururum ama ne zaman arasam onu Kapısı Kaleye bakan Büdeyri hanının birinci katında, Özgür Düşünce Derneğindeki makamında bulurum hep. Hem de her zaman taze demli çayıyla birlikte…

Bu kez de 20 kadar dostunu cennetlik etmeye karar vermiş. Bizi aldı yeryüzü cenneti diye bileceğimiz bir yere götürdü. Hacı Salih Yıldıran adlı, 3 üniversite bitirmiş bir entelektüel’in çalıştırdığı bu yalancı cennetin adı da Saklı Cennet.

DÜŞLER VADİSİNDE SAKLI BİR CENNET

Saklı Cennet, Kuşdam Köyü yakınında. “Düşler Vadisi” de denen bu yerin 3700 yıllık geçmişi varmış. Yani milattan önce 1700 yıllarında Rumkale vilayetken kurulmuş bir yerleşkeymiş Düşler Vadisi.

Bulunduğumuz yer ise bu yerleşkenin çanak çömlek merkeziymiş. Kuruluşu Zeugma yerleşkesiyle aynı yıllara rastlıyormuş.

Yıldıran’ın söylediğine göre, buraların neresini kazarsan kaz, toprağın 20-30 santim altından muhakkak bir çanak çömlek parçası çıkarmış. Ayrıca su kaynağıymış yöre. Nereyi eşsen bir metreye ulaşmadan suya ulaşabilirmişsin.

Saklı Cennetin içinden akan akarsu bir kilometre kadar yakındaki pınardan akıp geliyormuş. Buradan geçen su çevre köyleri suya gark ettikten sonra yaz aylarında tükenir ama kış aylarında Fırat’ı besleyen kaynaklardan biri olurmuş.

YARIN: Yeryüzünde bir cennet

GÖKYÜZÜ GÖRÜNMÜYOR… Saklı Cennet yaz sıcağından kaçanlar için mükemmel bir sığınak. Ağaçlar buray öylesine alalamış ki, gökyüzü görünmüyor, güneş de sizi yakamıyor.