SANATKÂRLAR VE ÜNLÜLER

Ne gariptir ki ülkemizde ünlülere, sanatkârlardan daha çok önem veriliyor. Gelişmiş ülkelerde sanatkârlar, ünlülerin önünde görülür ve onlara daha çok değer verilir.

Bir zamanlar komünizmin uygulandığı Sovyet Rusya’da halkın birçoğu belirli bir para ile geçinmek zorunda bırakılırken, sanatkârlar ve sporcuların refah seviyeleri diğerlerine göre çok daha yüksekti.

Çünkü ülkenin tanıtılmasında, bunlar önde gelir.

xxx

Ulu Önder Atatürk sanatın ne kadar önemli olduğunu şu sözleriyle belirtmemiş miydi? “Sanatkâr, toplumda uzun çaba ve çalışmalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır.” “Efendiler! Bakan, Başbakan hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz… Ancak sanatçı olamazsınız!”

xxx

Geçenlerde bir ünlü ve birkaç gün sonrada bir sanatkârı toprağa verdik.

Müslüm Baba ve Metin Serezli.

Kaybettiğimiz bu iki kişiden biri ünlü, diğeri sanatkârdı.

xxx

Cenazelerinin kaldırılması sırasında, Devletin bu iki kişi için gösterdiği önemi, değeri gördükçe, insan üzülüyor.

Birinde, Hükümeti temsil edenleri görüyorsunuz; diğerinde bir tek yetkiliye bile rastlamıyorsunuz!

Bu Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir” sözüne değer vermemek, görmemek demektir.

Şair İsmail Malatya Atatürk’ün bu sözünü esas alarak, sanatla ilgili şiirinde der ki: “Hayat damarı gibi / Işık gibi görürdü / Ulu Önder sanata / Büyük önem verirdi.”

Ülkeyi yönetenler, sanata önem vermekle ülkeyi yükseltirler.

xxx

Ünlüler, günün şartlarına göre kendilerine yön verirler. Örneğin, bugün Türk Müziği elin tersiyle itilmiş, yerini Arabesk ve “Kıl oldum abiye” bırakmıştır. Çünkü para bu gibi şarkılarda var. Gençler bunlardan hoşlanıyor.

Hemen, damara göre şerbet veriliyor, yolu bu şekilde buluyorlar..

Ama bir tiyatro sanatkârı, sahnede rolünü oynuyor ve mutlu olarak sahneden iniyor.

xxx

İşin garip tarafı, ünlülerin kendileri için, sanatkârların ise ülke için çalışmalarıdır. Ünlülerin birçoğu servet edinmiş kimselerdir. Ticari kuruluşlarının yanı sıra gayrimenkul sahibidirler.

Ama sanatkârlara bakınca, ünlüler kadar zengin olmadıklarını görürsünüz. Hatta

bazıları ahirete göçerken borç bile bırakırlar.

xxx

Allah hekimsiz, hâkimsiz bırakmasın. Adamın biri yedi yıl göz ağrısı çekmiş; ahından, ağlamasından durulmamış.

Her önüne gelen bir türlü sağlık vermiş ama hiç biri bu derde deva olamamış.

“Dünyada hatmetmediği kitap mı var. Bunu bilse bilse Hoca bilir!” demişler; gidip bir de ona sormuşlar. Rahmetli boynunu bükmüş ve cevaplamış:

“Kitabın yazdığına ne bakıyorsunuz? Vallahi, geçenlerde bir dişim ağrıdı; ben, çıkarmaktan başka bir çaresini bulamadım.”

xxx

Sanata değer vermemek, ağrıyan gözün, ağrıyan dişin çıkarılması gibi değil midir?