SEVGİ GÜNÜ

Hasan bekleme salonun kapısında durdu, sağına soluna bakındı. Kararlı adımlarla Serap’ın yanına gitti. Yanlarındakilerin zorlukla duyacağı ses tonu ile “Nasılsın?” dedi. Serap bakışlarını Hasan’dan kaçırarak “Ne olsun, iyilik,” yanıtını verdi. Salonun karşı tarafında oturan kadınlar meraklı gözlerini Hasan ve Serap’a dikmiş bakıyorlardı. Ama artık tek bakmakla yetinmek istemediler. “Siz ne konuşuyorsunuz ikiniz?” dediler. Serap “Hiç,” derken, Hasan kızgın ses tonu ile “Ne konuşacağız, hem size ne. Ben Serap’la konuşuyorum,” dedi. Serap “Dün neden gelmediğimi sordu,” dedi. Kadınlar aldıkları yanıtları umursamadan gözleri birbirlerinde gezerek güldüler.

 Serap kızarmış yüzünü göstermemek için salondan hızlı adımlarla çıktı.  Hasan tek kişiyi hedef almadan “Her şeye karışırsınız, Allah Allah,” diyerek salondan çıktı.

 Her gün aynı görüntüler ve konuşmalarla dolardı salon. Kadınlar sormaktan ve gülmekten, Hasan ve Serap da konuşmaktan geri durmazlardı. Üstelik Serap’ın haftada iki gündü eğitimi. Öteki günlerde “ Benim bugün de dersim.” ya da “Ben bugün dersim olduğunu sanmıştım,” diyordu. Bir gün olsun eğitime Hasan’ı görmek için geldiğini söyleyemedi. Hasan da Serap’la konuşmayı, ona yakın olmayı sevdiğini söyleyemedi.

 

İlk gençliğin saflığı vururdu yakışıklı oğlanın ve güzel kızın yüzüne. Boylu poslu, oturup kalkmasını bilen iki gençtiler. Onlarla uzun uzun sohbet etmeyen kişi zihinsel engelli olduklarını da fark edemezdi.

 

Bir gün Serap başörtülü geldi eğitime. Bir günde neyin değiştiğini merak eden kadınlara “Ağabeyim böyle istedi. Başörtüsünü takmazsam bacaklarımı kıracak,” dedi. “Sen de başörtünü tak, çok yakışmış,” dedi kadınlar. Serap ağabeyi üzerinde çok kurgu yapar ve anlatırdı. Anlattıklarında gerçekle kurguyu birbirinden ayırmak pek mümkün olmazdı.

 Bir ondört şubat günü Serap her zamanki gibi eğitime geldi. Salon camının önünde koltuğa oturdu ve günlük sohbetini ediyordu. Gülümseyerek iki eli arkasında Hasan geldi. Serap’a doğru yürüdü ve ona bir şey verdi. Serap “ Bu da nedir?” diye sordu. Hasan soruyu yanıtlamadan salondan çıktı.

 Serap’ın olaya şaşkınlığından fayda bulan kadınlardan biri, Serap’ın elinden Hasan’ın verdiğini hediyeyi kaptı. Küçücük paketi açtı. İçinden ucunda kalp şekli olan kolyeyi çıkardı. Elinde sallayarak salondaki kadınların görmesini sağladı. Kadınlar “Aaaa,” sesleriyle konuya dahil oldular ve hep beraber gülüştüler.

 Ertesi günü, sonraki günler, aylar Serap eğitime gelmedi. Aradan yıl geçti, ikinci ondört şubat Sevgi Günü geldi ama Serap yine gelmedi…

 

Sevgiyle