Benim de hissettiğim tam olarak bu.
Kırıldım, yoruldum, uğraştım, çabaladım, anlattım, bekledim. Ama sonunda kendimi, yapabileceklerim tükenmiş gibi hissederken buldum. Bazen bir insanın elinden gelen tek şey sevmektir. Ve ben de sadece sevdim. Hiçbir hesaba girmeden, hiçbir karşılık beklemeden.
Ne gariptir, biz insanlar hep mücadele ederek değerimizi kanıtlamaya çalışırız. Hep bir şeyleri kurtarmak için uğraşırız. Oysa bazı şeyler, en çok da kalbimiz, kurtarılmadığında bile kıymetlidir. Çünkü sevgi, kendisi zaten en büyük eylemdir. Çaba, mücadele, fedakârlık; bunların hepsi sevginin yanındaki küçük ayrıntılardır.
Bugün içimdeki yorgunluğu ve tükenmişliği saklamıyorum. Hayatın ağırlığı karşısında ‘’artık yapacak bir şey kalmadı’’ derken bile biliyorum ki bu bir vazgeçiş değil; bu, insanın kendi kalbine geri dönüşüdür. Kollarım yana düşse de kalbim hala sevgiyle atıyor. Çünkü sevgi, en sessiz halinde bile bir gücün adıdır.
Ve belki de, en çok böyle anlarda, en çok yorgun düştüğümüzde kendimizi hatırlatırız. Bizim özümüz, niyetimiz, saf yanımızdır bu. Bizi insan kılan, bizi biz yapan, sevmek…
Kollarım yana düşse de ben sadece sevdim. Ve bu, kayıp değil, insanlığın ta kendisi.
‘’Sevmek, anlaşılmaktır belki de… Ama bazen insan anlaşılmasa da sadece sever.’’ Sabahattin Ali.