Uzun bir süre dinlenme fırsatı bulan Gaziantep FK, Başakşehir karşısında akıllı oyunuyla galibiyet almayı başarmıştı. Bu galibiyet ile yine herkesin beklentisi olan UEFA kapısına dayanınca, heyecanımıza heyecan katmıştı. Bu moral ve istekle Fenerbahçe maçına daha da motive olan Gaziantep FK, İstanbul’a keyifler yerinde uğurlandı.
Her iki maçın da zor olacağını hepimiz biliyorduk. Pinto’nun oyun anlayışının kontrollü savunma yaparak rakibi sahamızda kabul etmek, kontralar ile gol bulmaya çalışmak olduğunu görüyoruz. Nitekim bunun meyvesini Başakşehir maçında görmüş olsak da, Fener maçında kısmen görebildik. İlk yarı tamamen savunma anlayışıyla gol yememeye çalışılarak hedefe ulaşıldı. Sonuç olarak karşımızda şampiyonluk yarışından kopmak istemeyen bir takım var. Böyle bir takıma karşı aynı savunma oyunuyla devam etmenin gereği yoktur. Zaten yediğimiz golle birlikte, Gaziantep’in hücum da etkili olabileceğini gördük. Hücum silahlarımız serbest bırakılsa ya da savunma oyun anlayışından kurtulsa, Fenerbahçe ve diğer takımlarda dahil sahasına kilitleyebilecek güçteyiz. Tabi aşırı savunma anlayışından vazgeçilirse...
Takım savunma yapmasın mı? Tabi ki yapacak. Savunma da futbolun bir parçasıdır. Lakin bu kadar büyük bir parça olmasını uygun bulmuyorum. En iyi savuma hücumdur anlayışı benimsenmelidir. Kaldı ki hücum silahlarımız gayet iyi. Eğer ki Kenan ve Mirallas net pozisyonları harcamamış olsaydı, bunu skor olarak da görebilirdik.
Kenan ÖZER’in bu kadar bencil oynamasının sebebi nedir?bir pozisyonda Dicko topu hemen Kenan’a aktararak takımın atağa kalkmasını sağlarken, Kenan topu müsait olan arkadaşına aktaracakken dört kişinin arasına girip, pozisyonu harcıyor. Birilerinin Kenan’a, Messi olmadığını hatırlatması gerekir. Kaldı ki altı pasın az gerisinde net pozisyonu harcaması da ayrıca bir olay. Eğer ki o golü atabilseydi, şuan mağlubiyeti konuşuyor olmazdık. Hadi diyelim şansızlıktı ya da olmayınca olmuyor. Sormak istiyorum, Kenan bu kadar bencillik ile ne fayda sağlayabilir?
Hakemlerle ilgili olarak daha önceki yazılarımda sürekli olarak hakemlerin Gaziantep FK’yı katlettiğine değinmiş, yönetimin sessizliğinden yakınmıştım. Bunun için de bir an önce önlem alınması gerektiğini, bu önlemlerin sadece basit birkaç açıklamalarla değil, somut adımlarla yapılması gerektiğini söylemiştim. Lakin TFF’ye hiçbir baskı oluşturulmayınca TFF’ye hava hoş, Gaziantep’i yakmaya devam etmiştir, daha da kötüsü yakmaya devam edecektir.
Sözde faul gerekçesiyle iptal edilen golü eğer Fenerbahçe atsaydı, gol iptal olmazdı. Neden? Çünkü biliyorlar ki Fenerbahçe ortalığı ayağa kaldırırdı. Peki sessizlik çığlığında kalan Gaziantep FK için neler yapıldı? Şöyle ki; Pelkas’ın Morais’e yaptığı faulde kırmızı beklenirken, sarı kart bile kullanılmadı. Serdar AZİZ ve İrfan Can’ın sarı kartı es geçildi. En önemlisi tertemiz golümüz iptal edildi. Ufak tefek dediğimiz ve maça büyük etkiler bırakan pozisyonları saymıyorum bile. Bir takımın kaderiyle göz göre göre oynuyorlar ve böyle devam ederse oynamayada devam edeceklerdir. Böylelikle Gaziantep FK’nın meşalesini söndürmekle kalmayacak, kül edeceklerdir.
Hedefi UEFA koyan takımımızın geriye 8 maçı kaldı. Her maç zor olacak, kolay maçımız yoktur. Beşiktaş’ın Türkiye Kupasını alması ihtimalinde 5. Olan takım da UEFA’ya gidebilecektir. Bu ihtimalde göz önünde bulundurularak hedefin en kötü 5. Sıra olması, bunun içinde sahada yapılması gereken her şeyin yapılması gerekmektedir.
Şuan bu takım için yetkili olan kimler varsa; yönetim, teknik heyet, futbolcular ve tepeden tırnağa herkesin kenetlenmesi, UEFA hedefine ulaşmak için gereken her şeyi yapmaları gerekmektedir. Siz bunu başarınca eminim ki taraftarlar tribünler açılınca gereğini yapacaktır.
Mutlu Haftalar diliyorum…