Özellikle son aylarda firmaların üretimlerini başka ülkelere kaydırmaya başlaması, “Türkiye tekstilini ne bekliyor?” sorusunu daha yüksek sesle gündeme taşıyor. Enflasyonun yükselmesi, enerji fiyatlarının artması, işçilik maliyetlerinin ağırlaşması ve finansmana ulaşmanın her geçen gün biraz daha zorlaşması, sektörün üzerindeki yükü dayanılmaz hale getirdi.
Art arda gelen ekonomik dalgalanmalar, daha önce hiç görülmemiş bir belirsizlik ortamı doğurdu. Bu belirsizlik, özellikle büyük tekstil şirketlerini yeni arayışlara iterken, Türk tekstil tarihinin en büyük “yatırım göçü” Mısır’a doğru hız kazandı.
Daha düşük enerji maliyetleri, iş gücü avantajı ve devlet teşvikleri, Mısır’ı her geçen gün daha cazip bir merkez haline getiriyor. Türkiye’de üretim yapan birçok firma, maliyet baskısına dayanamayarak yatırımlarını Mısır’a yönlendiriyor. Bu durum hem istihdam hem de üretim hacmi açısından ciddi endişeler yaratıyor.
Sadıkoğlu’nun sözleri durumu açıkça özetliyor: “Hat safhada sorun yaşayan şirketler yatırımlarını Mısır’a, Bangladeş’e kaydırıyor. Bir dönem 1500–2000 kişi çalıştıran tesisler bugün 300–500 kişiye düştü.”
İstatistikler tehlikenin boyutunu ortaya koyuyor. SGK verilerine göre, Türkiye genelinde tekstil ve moda sektöründe son iki yılda 4.504 işyeri kapandı. Sektörde Ocak 2024’te 1 milyon 225 bin olan istihdam, 2025’te 1 milyonun altına indi.
Yalnızca 2025’in ilk üç ayında 2.147 şirket faaliyetlerine son verdi ve istihdam 35.460 kişi azaldı.
Öte yandan Mısır’da tablo tam tersi yönde.
Medya kaynaklarına göre Nil Vadisi’nde bugün 200’den fazla Türk tekstil fabrikası faaliyet gösteriyor.
2021 yılında Mısır ile Türkiye arasındaki tekstil-giyim ticaret fazlası 118 milyon dolar iken, 2024’te bu tablo tam tersine dönerek 171 milyon dolar açık verildi.
DEİK Türkiye-Mısır İş Konseyi Başkanı Mustafa Denizer’in verdiği bilgilere göre: Mısır’ın yıllık yaklaşık 4 milyar dolarlık tekstil ve konfeksiyon ihracatının %40–50’si Türk yatırımcıların kontrolünde.
Mısır’da faaliyet gösteren Türk firmaları 100 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bu firmaların toplam cirosu 1.5-2 milyar dolar seviyesinde. Mısır Yatırım ve Dış Ticaret Bakanı’nın sunduğu yeni teşvik paketleri de bu cazibeyi her geçen gün artırıyor.
Yıllardır süren yatırım akışı, artık zorunluluğa dönüştü. Türkiye ile Mısır arasında 2005’te imzalanan serbest ticaret anlaşmasıyla başlayan yatırım akışı, 2012 sonrasında hızlandı.
LC Waikiki, Çalık, Arçelik, Hayat Kimya gibi büyük şirketlerin Mısır’da yaptığı yatırımlar her yıl büyümeye devam ediyor.
Türkiye’de tekstil ihracatının zirve yaptığı 2019–2022 yılları arasında bile Mısır’a yatırım akışı durmadı. Sektörün Türkiye’de daralmaya başladığı 2022 sonrası ise bu göç neredeyse mecburiyete dönüştü.
Üretim baskısının giderek artması, maliyetlerin kontrolsüz yükselmesi ve teşvik eksikliği, sektörde tarihi bir kırılmayı beraberinde getiriyor. Türkiye tekstilinin devleri, ayakta kalmak için artık yurt dışına açılmak zorunda kalıyor.
Bu durum yalnızca ekonomik bir tabloyu değil; yüzbinlerce çalışanın geleceğini, üretimin yönünü ve Türkiye’nin ihracat gücünü doğrudan etkileyen büyük bir dönüşümü işaret ediyor.
Sonuç olarak; Türkiye tekstil sektörü, yakın tarihinde benzeri görülmemiş bir “yatırım göçü” ile Mısır’a doğru yöneliyor ve bu tablo, sektörün geleceği için ciddi bir alarm niteliği taşıyor.