Elinize herhangi bir şirketin bilançosunu alın. Pasif kısmına geçin. 300-400 ve 500 kalemlerini bir inceleyin. Göreceksiniz ki 200’lü yani duran varlık edinen şirketin finansmanı 300 ve 400’lerden sağlanıyor. Yani dış borç ile arsaya, binaya, taşıtlara yatırım yapılıyor. Kaynaklar hiç ediliyor bir anlamda. Ya da 120 yani satış yaptığınız ancak karşılığında teminat alamadığınız ya da düşük miktarlarda temine edilen kalemlerin nasıl finanse edildiğine bakın, yine 300 ve 400 dediğimiz borçlanma ile. Şirket elbette borçlanacak ancak ticaretini ya da üretimini finanse etmek için borçlanacak. Borçlanma vadelerinin Alacak vadelerinden daha kısa olmasını ise yine borçlanma ile finanse ediyor olmaları daha başka acı bir gerçek. Kaynaklarımız servete dönüştüğünde bu servet birçok işadamının hayallerini süslemekten, onların fantezilerini gerçekleştirmekten öteye geçmiyor. Alınan borç karşılığında katma değer yaratamayan iş dünyası borç sarmalını yönetmekten başka bir işle uğraşmaya zaman bulamıyor elbet. Hatta finans müdürlerinin en asli görevi ise doldur boşalt ile sürekli kredi yönetimi. Kurların yukarı yönlü hareketinde eriyen TL bazlı Döviz kredilerini yöneten herkes şirkette kral oluyor. Yani üretimde kalite, inovasyonda yeni bir şeyler yaratma, katma değerli ürünler üretme ya da yeni pazarlarda yeni ürünler yerleştirme yerine borç ve alacak içine sıkışmış iş dünyası.
İşadamlarından Yoğun bir şekilde Kredi Yapılandırma Talebi Yaşanıyor.
Bir defa kredi yapılandırma talebinde bulunan firmaların niyetleri çok önemli. Fakat ödemeye niyeti olan firmaların bu talebinin karşılanması ile yani mevcut borçlarının vadeleri üzerine yeniden faiz hesaplanarak uzun vadeye yayılması ile üretim ve ticaret dünyasının sorunlarını çözülemez. Çünkü hızla artan şirket borçları karşısında alacak yönetiminde yaşanılan sıkıntılar apayrı bir sorun olarak üstelik üzerine gidilemeyecek kadar sıkıntı olarak duruyor. Bankalar birliğinin rakamlarına göre 78 Milyar TL’lik bir kredi yeniden revizyonu yapılmıştır.
Türkiye’de son aylarda hızlı bir Konut Stoku oluştu.
Arsa fiyatlarının fahiş düzeylerde seyrettiği ve arsa üretim imkânlarının zorluğu inşaat girdi maliyetlerindeki artış gibi en reel sebeplerin yanı sıra inşaat sektöründe finansal durumu iyi firmaların bilinçli bir stoklama anlayışı ile stok miktarlarında artış yaşanmaktadır. Burada bankaların faiz fiyatlarında aşağı yönlü tavırları ile yeni yapacakları kampanyalar eşliğinde hareketlilik gözükebilir. Böylece ipotekli konut satışlarında ki yavaşlamanın önüne geçilmiş olur.
Türkiye’de yok edilen sektör olan Tarım yeniden İhya edilmeli.
Eğitimle ile çiftçilerimizin elinden tutularak bu işe girişilmeli. Tarım yapılabilir topraklardaki bölünmeler hızlıca çözüme kavuşturulmalı. Tarım Politikalarında Avrupa Birliğine olan bağımlılık yeniden sorgulanarak bu ülkenin en iyi ürünlerine verilen teşvikler arttırılmalıdır. Endüstri 4.0 Tarım sektöründe de yakından takip edilmeli, tarlalar en yeni en modern tesisler haline getirilerek verimlikleri arttırılmalıdır. Tarım Sektöründe en önemli sorunlardan biri olan Pazarlama ve Pazar Yönetimine verilen değer iyi kavranmalı ve üzerine gidilerek çiftçi ve çiftçi tüccarlar bilinçlendirilmelidir. Katma Değerinin yüksek olduğu Tarım Sektörümüzde çok sık Çalıştaylar yapılarak her kesimden temsilcilerin katılımı ile sorunlar hızlıca çözüme kavuşturulmalıdır.
294 Milyon Dolarlık Spekülatif Geri Çekiliş.
Yabancılar Türk Borsasından çıkışı hızlandırmış görünüyor. Bono piyasasından, 2 haftada toplam 294 milyon dolarlık çıkış yaptılar. Yılbaşından bu yana yabancı yatırımcıların girişi 1.3 milyar dolar civarında seyrediyor. Eurobond piyasasında 95 milyon usd’lık bir satış ile geri çekildiler. Böylelikle borsada kayıplar gerçekleşmiş oldu.
Özel Sektörün Dış Borcu Artıyor.
Mart ayı itibariyle Özel Sektör borçları kısa vadeli segmentte 18,6 Milyar usd, uzun vadeli kısmı ise 226,8 milyar usd oldu. 2017 Aralık ayına göre kısa vadeli borç, 401 milyon usd artarken uzun vadeli borç ise 5,5 Milyar usd artış kaydetti. Borçlanmada Bankaların Tahvil ihracı şeklinde ki borçlanma türünde 31,8 milyar usd olarak görülüyor.
1 yıl içinde Anapara Ödemesi 69,1 Milyar usd:
Özel sektörün 1 yıl içinde geri ödeyeceği sadece anapara ödemesi 69,1 milyar usd gerçekleşecek.
Borçların Döviz Dağılımı:
Uzun vadeli borçların 58,8’i Amerikan Doları, 34,9’u Avrupa Para Birimi olan Euro, 4,6’sı ise Türk Lirası ve 1,7’si diğer para birimleri şeklinde olacak.
Firmaların 1 yıl içindeki Döviz Yükümlülüklerinde 14 artış yaşandı.
Yurt içinden dövize olan talepte artış var. Bir yandan dövizin hızla artmasının yarattığı riski yönetmek diğer yandan fiyat artışlarının avantajlarını kullanmak sebep olarak gösterilse de en önemlisi döviz borçlarını karşılamak üzere döviz toplamaya çalışmalarıdır. Buda dövizin fiyatını arttırmakta öncü görev üstleniyor. Şubat 2018 itibariyle banka ve yurtdışından borç alınan kurumlara olan yükümlülükler 224 milyar dolara ulaştı.
Cumhurbaşkanı 3 Önemli Kanunu Onayladı.
Yetki Kanunu’nu, vergi ve prim borçlarının yapılandırılması, emeklilere dini bayramlar öncesi ikramiye ödenmesi gibi düzenlemeleri içeren kanunu ve 20 yeni üniversite kurulmasını öngören kanunu onaylandı.
Akaryakıtta ÖTV’ye balans yapıldı.
Rafineri çıkış fiyatlarında uygulanmakta olan ÖTV, dışarıda yaşanan petrol fiyatlarındaki artıştan dolayı artıyordu. Hükümet bu konuda artışın yaşandığı günlerde ÖTV’ye yansıyacak olan tutarı düşürme kararı aldı. Petrol fiyatlarında azalış görülürse şu anki tarifeyi geçmeyecek şekilde tekrar ayarlanabilecek.
Gelişmekte olan Ülkelerin Dış Borcu 19 Trilyon usd’a dayandı.
Amerika’daki varlık getirilerinin artış göstermesi ile buraya para akışı olacaktır ve olmaya devam ediyor. Bizim gibi gelişmekte ola ülkelerden para çıkışlarının sebeplerinden biriside bu. Dış açıklarımızı finanse etmemiz gerekiyor. Bu yönde ise üzerimizde yoğun bir sıkıntı mevcut.