Tütün: Çiftçinin Emeği, Geçim Kapısı, Sessiz Çığlığı

Adıyaman başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun birçok ilinde tütün sadece bir tarım ürünü değildir. Tütün; emeğin, alın terinin, sabrın ve bir o kadar da umudun adıdır. Bir ailenin kışını ısıtan soba, çocuklarının okul masrafı, evin temel gideri, hatta bir gencin düğün hayalidir bazen. Yani tütün, bu coğrafyada hayatın tam merkezinde durur.

Çünkü bu topraklarda tütünle birlikte büyür insanlar. Sabahın ilk ışıklarıyla harmana gidilmesi, ellerin sararması, parmakların tütün yaprağı gibi ince ince işlenmesi, her haneden yükselen kokusuyla bir kültürdür. Bu kültür, kuşaktan kuşağa aktarılırken sadece üretim değil, aynı zamanda dayanışma öğretilir.

Ancak bir gerçek daha var: Tütün üretimi her geçen yıl biraz daha zorlaşıyor. Girdilerin maliyeti artıyor, pazarlama ve satışta yaşanan belirsizlik üreticinin yükünü ağırlaştırıyor. Tütün üreticisi çoğu zaman alın terinin gerçek karşılığını alamadan, emeğini aracılara ya da büyük firmaların belirlediği fiyata bırakmak zorunda kalıyor.
Buna rağmen Adıyamanlı, Bitlisli, Diyarbakırlı, Batmanlı üretici tütünden vazgeçmiyor. Vazgeçemiyor. Çünkü bu bitkinin yaprağı toprağa, toprak da hayata bağlıyor insanı. Tütün bir geçim kapısı olmanın çok ötesinde, bu bölgede bir ekonomik damar, bir sosyal varlık, bir hayat tarzıdır.

Bugün yapılması gereken, tütün üreticisini yok saymak değil; üreticinin emeğine saygı duymak, desteklemek, pazarını güçlendirmek, alın terinin karşılığını almasını sağlamaktır. Yasaklarla, kısıtlamalarla değil; planlı tarım politikalarıyla, kooperatifleşmeyle, yerel üretimi teşvik eden adımlarla bu kapı daha da sağlamlaştırılabilir.
Çünkü tütün sadece bir bitki değil; bir şehri ayakta tutan ekonomik omurgadır. Doğu’nun güneşi kurutur yaprağını, ama o yaprak aslında bir ömrün umududur. Tütünün sesi bazen yok sayılmak istese de, bu topraklarda üreticinin nefesi, duası ve emeği oldukça o ses hiç susmayacaktır.

Tütün, bu bölgede sadece aile bütçesine değil, hayatın dönüm noktalarına da can suyu olur. Kimi evlerde kızların çeyiz parası tütünden çıkar; kimi hanede bir gencin üniversite masrafı, yol harçlığı, kitap bedeli o sararan yapraklardan karşılanır. Bir düğünün davul zurnası, bir öğrencinin okula attığı ilk adım, çoğu zaman tütün kokan harman yerinden geçer. Bu yüzden tütün, burada sadece bir geçim değil; geleceğe tutulan bir umut dalıdır.

Tütün yapmak zahmet ister. Fidanını yetiştirmek ayrı emek, toplamak ayrı sabır ister. Güneşin altında tek tek yaprak ayıklamak, iplerde dizip sergilerde kurutmak, sonra harmanda bağ yapmak günün değil, mevsimin mesaisidir. Eller sararır, omuzlar yorulur, fakat emeğin tadı hiçbir şeye benzemez. Bu yüzden tütün, bu coğrafyada alın terinin en somut halidir.