Hayatınız boyunca kaç tane belge topladınız? Resmi belgeler, lisanlar, sertifikalar, kulüp katılım belgeleri ve daha binlercesi…
Aldığımız her bir belge gururumuzu bir parça okşayıp ileride bize katkı sağlıyor değil mi? Bir üniversiteye girerken hazırladığımız tüm belgelerde ayriyeten sosyal etkinliklerimize bakıyorlar. Neden peki?
İnsanların sadece çalışmaya yönelik bir yaşamları olmasını istemeyen sistemden kaynaklı değil mi? Ve aynı zamanda bir yerlere gelebilmemiz için çalışmamızı, çabalamamızı eğiten bir sistem. Hayatımızda bazen şans bizi bulsa da, çabalamadan kimse yüksek tepelere çıkamaz.
Yanımızda dağcılık malzemeleri olmadan tırmanmaya kalktığımızı düşünsenize…
İşte her bir belge bu malzemeleri temsil ediyor. Elimizde hiçbir şey olmadan başladığımız isten bir sonuç beklemek ayıp olur açıkçası. O işi önce tanımalı, neler yapmamız gerektiğini tartmalı ve malzemelerimizi ona göre belirlemeliyiz.
Kore’de su an bir başvuru dönemindeyiz. Herkes tatlı bir telaş ve azim içinde. Kimileri burs başvuruları, kimileri üniversite giriş başvuruları yapıyor. Dosyalar belgelerle dolup tasarken insan kendini cabalarken buluyor ve bu caba insana öyle bir duygu veriyor ki, sonunda başarı elde etmesek bile “Denedim!” diyebiliyoruz.
Güzel olan ayrı bir konu ise çabalarımızın asla boşa gitmediğini görmek. Bu zamana kadar hazırladığımız tüm belgeler, başka bir belge almak icin yola çıkmış durumda ve bu döngü asla sona ermeyecek. Çabalamak, elde etmek ve mutlu olmak. Üç sihirli sözcük…