Üniversite paradoksu?

Üniversite sayısının artıyor olması eğitimli insanların daha da çoğaldığı anlamına gelmiyor. Üniversite sayısı arttıkça mezun insan potansiyeline  iş bulamamak büyük bir problemdir  Ülkelerin eğitim altyapısının hazırlanması ve her alana yayılması için üniversite kurulmasına gerek yoktur.

Varolan üniversitelerin kaliteleri arttırılarak ve yeniden yapılandırılarak bu problem çözülebilir. O üniversite mezunlarının sosyal hayatta Üniversite mezunu olmayanlara göre daha çok problem yaşadıkları ve iş bulmakta güçlüklerle karşılaştıkları acı bir gerçektir. Her ilde birden fazla üniversitenin yer alması eğitim kalitesi açısından büyük bir tehlikedir ve  her isteyenin ya da parası olanın üniversiteye girebilmesi kalitenin düşmesi açısından en büyük sebeptir. Üniversitelere niye gittiklerinden farkında olmayan bir neslin sayısını arttırmak eğitime vurulmuş darbedir. Bu sebeple üniversite sayılarının çoğalması ile eğitim kalitesinin artıyor olması doğru orantılı değildir.

 Bir  çok çeviri kitap olan yine bir çoğu bati takliti olan kitapların okunması ile yapılan adına eğitim denilen üniversite gelecek açısından bir önem taşımıyor. Özellikle Türkiye’nin İhtiyacı olmayan bölümlerin hızla çoğalmasının  hiçbir anlamı yoktur. Burada verilebilecek örnek iktisadi idari bilimler fakültesinin bir çok bölümleridir; özellikle işletme fakülteleri giderek çoğalmakta ve mezunları iş hayatında zorluklar çekmektedir. Herkesin üniversite okumak gibi bir zorunluluğunun olduğu yönünde bir algı yaratılarak ailelerin düşünceleri yönetilmektedir. Ülkenin 100 ya da 150 yıllık bir plan dahilinde hangi meslekten ne kadar insana ihtiyacının olduğu belirlenerek bu yönde üniversite planlaması yapılması gerekiyor. Üniversite sayısı ne kadar artarsa kalite o kadar düşecektir. Eğitim kurumlarının sayısı stratejik önem taşımaktadır. Eğer herkes istediği okula gidebiliyorsa ve bu okullardan mezun olan gençlerin topluma verebilecekleri çok şeyler yoksa üniversite açılmasının hiçbir değeri yoktur. Üniversitelerden mezun olan gençler her işi yapmamaktadır bu sebeple bir çok sektörde eleman sıkıntısı çekilmektedir fakat bir taraftan da mezun işsiz sayısı artmaktadır. Üniversite okuyan gençler emek isteyen özellikle sahada çalışma gerektiren işlere burun kıvırmaktadır. Üniversite sayıları artırılarak ortaya çıkan manzara koca bir üniversite mezunu işsiz ordusudur.

Üniversite sayılarının bir an önce stabil hale getirilerek özellikle bölümlerde revizyona gidilerek durum düzeltilmelidir. Var olan bölümler çağdaş dünyanın gittiği yönde alt yapısal olarak düzenlenmelidir. Üniversite sayılarındaki artış beraberinde ticari bir rekabeti getirecektir Buda eğitimin amacı ile çelişmektedir. Üniversitelerin siyasi bir alan olmaktan çıkartılıp stratejik birer kurum haline getirmek için tam bir özerklik içinde faaliyetlerine devam etmesi gerekir ki bunun yolu da siyasilerin üniversitelerden ellerini çekmesiyle olur. Fikri hür vicdani hür aklı hür akademisyenlerin üniversitelerine sahip çıkarak buldukları her alandan siyasi figürleri dışarı atarak belki de kariyerlerinin en iyi işlerini yapmış olacaklardır.

Bir bölümden mezun olan insan sayısı arttıkça iş dünyasında da işler daha da yozlaşmaktadır. Örneğin Türkiye’de ihtiyaç duyulan genel cerrahi uzmanı sayısı 1 milyon ise ve piyasada 1.500.000 genel cerrahi uzmanı  varsa fazla olan beşyüzbin genel cerrahi uzmanı iş yapabilmek için fiyatları aşağı çekmek zorunda kalacaklar. İş yapan 1 milyon insan ise bu durum karşısında fiyatları aşağı çekmek zorunda kalacaklar ve kalite olarak rekabet etmesi gereken insanların fiyatları aşağı çekerek dolayısıyla kaliteyle oynayarak halk sağlığını tehlikeye düşürebilecekler. Diğer bir örnek ise mali müşavirlik mesleği. Piyasanın ihtiyacı olmadığı kadar mali müşavir vardır. Piyasa fazlası mali müşavirler iş yapabilmek için fiyatları aşağı çekerek daha çok müşteri toplarken dolayısı ile ilgilenemeyeceği kadar müşteri portföyü ile kaliteyi  hiçe sayarak İş yapmaya çalışıyor. Müşterilere verilen hizmet kalitesi düşerken fiyatlar da düşmüş oluyor.

 Burada yapılması gereken piyasanın ihtiyacı olduğu kadar mali müşavir ruhsatına izin vermek. Piyasada ihtiyaç fazlası meslek mensupları ayakta durabilmek için hizmet kalitesi yerine fiyat eksenli iş biçimi geliştirmişlerdir. Söylemeye çalıştığım şey toplumun ihtiyacı kadar meslek mensubu , ihtiyac kadar üniversite toplumun ihtiyacı kadar fakülte toplumun ihtiyacı kadar öğrenci . Bütün gençleri üniversitelere  doldurarak bir yandan onların hayallerini yanlış yönlere kanalize etmiş oluyor diğer taraftan bir ülkenin geleceğini yok etmiş oluyorlar. Her ilde birden fazla üniversitenin yer alması sadece şovenist bir eylemdir. Ülkenin geleceğine hiçbir katkısı yoktur. Ülkenin maddi ve beşeri sermayesinin yok edilmesidir. Yazıktır günahtır.