Bir gemiyi düşünün. Kürekleri sadece bir kişi çektiğinde gemi belli bir mesafe kat eder, ama yönü kayar, yolculuk kısa sürede yıpratıcı hale gelir. İlişkiler de böyledir.
Tek tarafın çabasıyla bir süre ilerler fakat bir gün gelir ki, yorulan taraf tükenir. Çünkü hiçbir insan, karşılığını görmeden sınırsızca sevemez, taşıyamaz, direnemez.
Karşılıklı olmayan bir bağ her zamanla köstek olmaya başlar. Emek vermeyen tarafın rahatlığı, yükü sırtlayan tarafın omzunu ezer.
Ve en acısı, sevilmediğini değil, görülmediğini hissettirir. Çünkü ‘’emek’’ sadece ilişkiyi değil, karşıdakinin varlığını onurlandırır.
Sevgi, iki kişilik bir yolculuktur. Eğer yol tek kişinin ayak sesleriyle yankılanıyorsa, o yolun adı artık ‘’ilişki’’ değil, yalnızlıktır.