Allah aşkına yapmayın…
Dünün sağcısı-solcusu, komünisti-ülkücüsü… İdealleri uğruna asıp kesen insanları…
Günümüzün olgunlaşmış, hayattan dersler almış, tecrübe sahibi olmuş babaları-dedeleri…
Ve hepimiz dünde kalan o yıllardan bu güne çeşitli darbeler yaşadık, yaşadınız.
O günler de idealler uğruna kanlar döküldü. Ülke kan gölüne döndürüldü.
Kimin hangi ideali gerçekleşti? Ölen öldüğüyle, öldüren öldürdüğüyle kaldı…
Sanırım o günlerin yeniden yaşamasını aklıselim sahibi hiçbir vatanını seven istemez, istemezsiniz.
Uyandırmayın bu ülkücüsü-sağcısı-solcusu ayrımcılığını! Dünde kalan o husumet günlerini. Tahrik etmeyin genç insanları!
Ülkemiz şu anda adı konmamış bir savaşın içinde; ülkücüsüyle, sağcısıyla, solcusuyla bu vatan toprakları için şehit oluyor, kanlarını akıtıyorlar! Bir de bu genç insanları tahrik ederek egolarınızı tatmin için ateşe atmayın, yangının üstüne benzin dökmeyin!
Bırakın, bu günün ülkücü gençleri, solcu gençleri, dinci gençleri ve de idealistleri, ideallerini kırıp dökerek değil mantık yoluyla konuşarak, diyalogla gerçekleştirsinler…
Bırakın günümüz sosyalistleri, ideallerini kırıp dökerek değil, mantıkla, akılla gerçekleştirsinler.
Dünün, dünde kalan idealizmiyle günümüzü yaşayan olgunlaşmış; keşke dün yaşananlar yaşanmasaydı diyen dedelere, babalara AMAN YAPMAYIN diyorum… Genç insanları çeşitli söylemlerle TAHRİK ederek ATEŞE atmayın diyorum…
Bırakın ülkücü olsun-solcu olsun-sağcı olsun-dinci olsun-ateist olsun, her ne olursa olsun bu gençler üzerinden siyaset yapmayı!
Sizin halen anlaşılmaz idealleriniz, kaprisleriniz uğruna yıllardır durgun akan berrak suyu bulandırmayın…
“Ülkücü başladığı işi yarım bırakmaz… Hayır, efendim, gerekirse başlanan iş ayrım bırakılır. Hani denir ya: “Zararın neresinden dönülürse kar” diye…
Dilimizde tüy bitti. Yazmaktan usandık…
Ama halen bu referandumu değişik bir anlama taşıma gayretiyle sahalarda referanduma yok EVET deyin, yok HAYIR deyin kampanyaları yürütülüyor.
Bu bir seçim değil!
Bu olay sadece ve sadece bir kanun teklifinin ONAYLANMASI ya da REDDEDİLMESİ…
O kadar!