YAZIK OLDU HALEP'E

            Suriye’den kaçıp gelenler için muhtelif yerlerde kurulan çadır kentlerin yanı sıra şehir ve ilçelerimizde, hali vakti yerinde olan Suriyeliler de kiraladıkları evlerde oturuyorlar.

            Yurtlarını terk edip gelen Suriyeliler, ister zengin olsun ister fakir, çok perişan bir durumdalar.

            xxx

            Osmanlı döneminde Halep vilayet, ilçelerinden biri de Antep iken babamın orada da iş yeri varmış. Oradan da evlenmiş.

            Bundan dolayı iki tanıdık kaçıp Gaziantep’e geldi. Kendilerine küçük bir daire tutup, içini ihtiyaç duyacakları kadar döşedik.

            Şimdi üniversiteye kayıt için uğraşıyoruz.

            xxx

            Suriye’den gelenlerin söylediklerine göre muhaliflerin ‰90’nı Arapça bilmiyormuş. Bu Suriyelilerin birbiri ile savaşmadığının göstergesi olsa gerek. Suriyeliler dışındakilerin muhalif olduğu anlaşılıyor.

            xxx

            Gerek muhalifler gerekse Beşar Esat taraftarları “Allah’u Ekber” diye birbirini öldürüyor. Her iki taraf da İslam Dinine inanmış olanlar.

            Başlarını ellerinin arasına alıp “Bizler Müslüman’ız, neden birbirimizi kırıyoruz” diyemiyorlar. Ve yabancıların oyununa geliyorlar.

            xxx

            Gelen haberler içler acısı.

            Kapalıçarşı diye bir şey kalmamış.

            Zekeriya Peygamberin mezarının bulunduğu Cami Kebir (Zekeriya camii), minaresi dâhil, yerle bir olmuş.

            Kale ve civarı harap.

            Birçok mahalle, harabeye dönmüş.

            Şimdi top mermileri ve bombalar Mogando denilen semte de gelmeye başlamış.

            xxx

            İç savaş sonrası, yalnız Halep’in yeniden yapılanması için trilyonlarca doların gerekeceği söyleniyor.

            Halep, tarihi bir şehirdi.

Yazık oldu!