Birkaç yıldır görsel ve yazılı medyada Girişimcilik üzerine sayıları yüzleri bulan yayın, araştırma, kitap, proğram yapılıyor. Hangi yaşta olursanız olun siz de ‘Patron’ olabilirsiniz! Bir dünya dolusu kitap yazıldı. Televizyonlarda sürekli proğramlar. Ülke çapında özellikle İstanbul merkezli Konferans atağı yapılıyor. Şaşalı davetler, göz kamaştırıcı sahneler, birbirinden ilginç karakterler sürekli bir şeyler üfürüyor. Birileri yaptı bakın bende nasıl sizde yapabilirsiniz türünden efsunlu kelimelerle bir ömür biriktirilen paraları yok ediyorlar. Başarılı hikayeler yok mu? Elbette var. Ama girişimcilerin içinde 5 bile değil. Hayalkırıklığı, batan paralar, psikolojik hastalıklar dahası yıkılan yuvalar. Adam elindeki tüm birikimini salyangoza yatırmış. Niye mi? Katıldığı bir zehir aşılayan gösteri olan konferansta adamının teki bu işten milyonlar kazanmış. Kendinin nesi eksik ki kazanamasın. Adamcağızın elindeki avcundaki tüm birikim gidince eşi ile arası da doğal haliyle açılıyor. Bu kötü süreci yönetmek kolay olmadığından boşanma kaçınılmaz oluyor.
Bu işten en kazançlı çıkan grup: Konferansçılar!
İşin içinde iyice rakamları belli olan servet yatıyor. Çeşitli platformları kullanarak debdebeli gösteriler eşliğinde çoğu uydurma olan başarı hikâyelerinin inanılmaz sunumu ile yeni bir sektör doğdu. Onlar yaptı sizde yaparsınız. Neden kendi işinizin patronu olmayasınız? Sizde başarabilirsiniz. Peki ama nasıl? Gösteri sonrası birebir görüşmelerde işin detayını alıyorsunuz. Efendim biz size mentollü yapacağız. Hedeflerinizi oluşturup birlikte başaracağız. Eeee.. Tabi aylık yada proje! Bazlı bir ücretimiz olacak….Peki iş tamam. Çünkü konferans ya da seminer boyunca Apple’lar, Microsoft’lar, Amazonlar, Facebook’lardan muhteşem örnekler verildi. Garajlarda, yokluklar içinde başladılar ama yılmadılar ve başardılar! Haydi, sizde başlayın. Gelin bize. Önce bir elimizdekini ortaya koyalım. Bizde sadece Show kısmı var. Sizin reklamlarınızı yönetecek başarıyı yakalayana kadar sizlere eşlik edeceğiz. Sizde paranızı…
Hiçbir başarı Hikâyesini Örnek almayın!
Üretim yâda hizmet sektörlerinde bir şeyleri maddi anlamda gerçekleştirmiş insanlarla ve kurumların hikayelerini dinlemek bile başlıbaşına insana zevk ve şevk veriyor. Türk Milleti olarak aldığımız gazın ayarı olmadığından sonuçları tahmin bile edemiyoruz. Babadan kalma mallar eşlerin ellerindeki altınlar ve diğer birikimleri bir çırpıda nakite çeviriyor tıpkı Steve Jobs, Bill Gates gibi yokluktan sıfırdan başlıyoruz. Sonuçta koca bir hüsran ve hayalkırıklığı enkazı altında can çekişiyoruz. Tamamen olmasa da kurdukları girişimleri hayatta tutanlarını başka bir trajedi bekliyor. Vadelerin ortalama 3 Aydan daha uzun seyrettiği bir iktisadi hayatın içinde ticareti ya da üretimi finanse edemeyen insanların yaşadıkları içler acısı. Sabit giderlerini karşılayamayan firmalar bunu sübvanse edecek miktarı bankadan almak zorunda. Buda işin matematiğinden yoksun girişimcilerin akıl karı olmayan şekilde net kalan bakiyelerini hesaplarken faiz ödemelerini işin içine katamamaları ile sonuçlanıyor.
Hikâyelerini okuyup hayallere daldığımız figürlerden farklı olduğunuzu unutmayın!
Önünüzde sizi bekleyen kiralar, Kredi Kartları, eğitim masrafları, Sağlık Giderleri varken kalkıp planını ve projesini bir uzman desteğinden almadığınız işlere girmeyin. Sonuçta elimizdekini yatırıma dönüştüreceksiniz. Yatırım eğer legal işlerle uğraşıyor ve inşaat işinde değilseniz uzun vadeli dönüşü olan b ir süreçtir. Bu süreçte size geri dönen miktarlardan tatmin olmayabilirsiniz. Bu durumda ne yapacaksınız. 6 ile 15 yıl arası gibi bir yatırım geri dönme süresi olan bir işe girdiğinizi tabii anlamanız gereken süreyi kaçırmış olacaksınız. Steve Jobs Amerika’da yaşıyor. Giderler pahalı Gelirler de o oranda daha yüksek olan bir yapı. Para birimleri dünyanın en konvertbl parası. Siyasi olaraktan hâkim bir ülkeler. Dünyanın siyasi ve Ekonomi Politika oluşturucusu bir ülkede iş yapmak elbette Türkiye gibi bürokrasi ve tayfaların ihale aldığı ve proje kabul gördürdüğü ülkelerden kolay oluyor. Burada dikkatli olmak gerekmektedir. Biz Steve Jobs değiliz burasında hayaller ülkesi Amerika değil.
En iyi girişimcilik entelektüel sermayeye yapılandır.
Bilginizi arttırın. Mesleğiniz ile ilgili dünya neler yapıyor hangi durumdalar yakından takip edin. Yurtdışı seyahatlerinizi eşe dosta caka satmak instagramda paylaşmak için değil kültürel ve bilgisel alt yapınızı arttırmak için yapın. Ne kendinizden yukarıdakilere ne de altınızdakilere odaklanmayın. Tek rakibiniz olarak kendinizi seçin ve dünden hep bir adım önde olmak için çalışın. Sürekli yenilenin, dünya baş döndüren hızda yeni işlere şade olmakta. Yeniliği kavrayanlar ve yaptıkları işlere hızlıca adapte edenler pastanın kaymağını yemekteler. Taklit ile başlasanız dahi ilk adımınız özgün bir esere imza atmak olsun. Birilerinin kurduğu düzenin akıllı uslu çocukları olmak ya da iyi besili süt ineği konumunda kalmak yerine kendi sisteminizin çarkı olun. Başarının sırrı diye bir şey yoktur. Yapacağınız iş ile alıcılarını en uygun zaman ve mekânda en iyi fiyat ve vade ile flört ettirebilirseniz iş tamamdır. Değişimleri takip etmede çok hırslı olun. Geleneksel iş yapma tarzlarının tecrübesini heybetine alarak çağdaş iş yapma biçimleri ile el ele tutuşarak inanç ve azminiz ile yolunuza devam edin. Eleştirileri çok iyi analiz edin. Doğru yanlarını derhal düzeltin. Sizi övenlerde sizi yerenlerde (kötüleyenler) tarafınca aynı karşılansın. Ve en önemlisi ise şudur. Hiç kimse acayip karlı ve kazançlı bir işi meydanlara çıkararak duyurmaz, lanse etmez. Bu iş şöyle başarılır, biz size destek olacağız, sizi kazandıracağız diyen saadet zinciri tellallarından uzak durun. Eğer illa ki bir şeylerden ilham almak istiyorsanız tabiat bu gibi mucizelerlerle dolup taşmakta. Siz yeter ki ders almak isteyin. Tabiat ana aguşunu açmış sizi bekliyor.