YİYİN BEYLER YİYİN

Ramazanda bahanesi oldu. Şatafatlı iftar yemekleri düzenleyenler, vatandaşla alay edercesine, demeçlerle halkı uyutup, kendileri lopları yemeye devam ediyorlar. Türlü kutlamalar, müzikler eşliğinde, ramazan eğlenceleri adı altında günlerini gün edenler, bari Ramazanda yiyin yiyebildiğiniz kadar. Ama bırakın bayramda da vatandaşlar yesin. Tabi ellerine geçerse sizlerin masalarında olanların onda birini bulabilirlerse…

 Çünkü bayramı kutlamak isteyen dört kişilik bir aile için, yemek, kolonya, şeker, giyecek vs. gibi ihtiyaçlara en az, 3000 TL lazım.

Bu parayı da şu an çok insanın bulması imkânsız olduğuna göre, bari sizler bayramda da yiyin tıka basa, belki üç beş hayır sahibi çıkar birer ramazan paketi dağıtır fakir fukaraya, fitre zekât verirlerde bazı insanlarda belki bayram kutlarlar. Zaten gıda, fitre, zekât verenler kendi ceplerinden vermeyecekler. Çünkü AKP’nin 2004’de çıkardığı yasayla dağıtacakları bütün yardımları, verecekleri vergilerden düşecekler.

Zaten bazı menfaatçilere gün doğdu. Bir dağıtıp bin dağıttık diyerek, devletin vergisinden kaçırmaları için, zaten bunlar her yerde her zaman olanlardır. Tıpkı, ilimizde baş gösteren, fabrikalardaki işçi eylemlerinin başlaması gibi, çünkü daha düne kadar işçileri 12 saat çalıştırıp ellerine 1000 TL verirken, asıl vermesi gereken, 1275 TL’nin 275’ini iç etmeleri ile, baş gösteren fazla mesai farkını vermemeleri ve yeniden sekiz saate geçen çalışma saatlerine göre işçilere verecekleri 700 TL asgari ücretle, çalıştırmak istemeleri ile bu güne kadar 1000 TL’ye göre hesap yapan işçiler ona göre borçlanmış veya aylık 250 TL’ye daireye yazılmış, şimdi 700 TL ile geçinemeyeceklerini dile getirerek eylem yapmaları bütün hesaplarının alt üst olduğunu ortaya çıkarıyor.  

Aslında eskidende işçiler sekiz saat çalışır asgari ücret alırlardı. Ama bunun yanı süre, üç,dört ikramiyeleri vardı. O zaman kendilerini ona göre ayarlarlardı. Ancak sonradan on ile oniki  saat çalışmalar başlatılması ile bu gün işçinin düzenini bozanlar, her halde aylık 1000 TL’yi verecek güçleri de vardır. Bu gün işçiye verdikleri asgari ücretle bazı otel ve restoranlarında bir akşam iftar yemeğine ödedikleri bu para ile insanların bir ay nasıl geçineceklerini de bir hesap etsinler.

Zaten bu güne kadar o insanları sekiz saat yerine, on iki saat çalıştırıp haklarına göz dikerken, devlete de sekiz saat üzerinden vergi ve SGK’ ya de ona göre prim yatırdılar. Hem çalışan ile hemde devletin kesesinden götürdüler. İşte bu mantıkla hareket edenlerin bayram nesine, zaten onlar için her zaman bayram,  göstermelik iftar çadırlarında ve yoksul insanların evlerinde iftar açıp ondan sonra giderek lüks restoranlarda tıka basa karınlarını doyuran, beyler, yiyin kursağınız patlayıncaya kadar yiyin. Alışmışsınız zaten, işçi emekçinin hakkını yemeye.