Gaziantep’in kendine has dili, halkın mizahını, duygularını ve yaşam deneyimlerini yansıtarak kültürel mirası günümüze taşıyor. Kelimelerden beddualara, deyimlerden özlü sözlere kadar her ifade, şehrin sözlü tarihinin yaşayan bir parçası.

Antep ağzında kullanılan kelimeler, beddualar ve deyimler, şehrin duygu dünyasını ve mizah anlayışını yansıtarak sözlü bir miras oluşturuyor. İşte Gaziantep’e özgü sözler, deyimler ve beddualardan örnekler.

Antep ağzında kullanılan bazı kelimeler, standart Türkçeden farklı telaffuz edilir:

Bayat: boyat

Bahane: mahana

Kurcalamak: kurdalamak

Çorak: şorak

Dut ağacı: tut ağacı

Yemek: yimek

Ufak: uvak

Gırtlak: hırtlak

Değil: del

Hıyar: hıyar

Sıpa: sıpa

Çim: çem

Jandarma: cenderme

Kar: gar

Lezzet: nezzet

Komşu: konşu

Nem: lem

Kova: kuva

Çözmek: çezmek

Paytak: maytak

Kerpeten: kelpeten

Sikke: zigge

Şalgam: çelem

Tırmalamak: cımalamak

Dokunmak: dohanmak

Küfe: kufa

Oklava: oklağa

Tüy: tüv

Yüzük: yüssük

Doğdu guyruk kalmadı goruk

Elden ayrıksı olmak

Elinden gabuklu göz yenmez

Eşeğine gücü yetmez kürtününü döver

İşleyen değirmenin boğazında durmak

Gaziantep deyimleri halkın mizahını ve yaşam tecrübelerini yansıtır:

Acından garnı gurlar, başında nergis parlar

Ağzı kulağına değmiş

Ağrımaz başını ağrıya sokmak

Boynunun kökünü görmek

Cin cücüğü gibi çağırmak

Cömerdin eli mi tutulur

Dağ dayısı davşan emmisi

Dananın gazzığı gopmak

Kel kız dezesinin saçıynan övünür

Mart buzağısı gibi bakmak

Ne ölü görmüş ağlamış ne düğün görmüş oynamış

Ağaç yaprağı ile gürler

Ahrazın dilinden sahibi anlar

Arpa ekmeğini yir, şecaatten geri galmaz

Dışı hayhaylı, içi vayvaylı

Kazanda bişirir, kapağında yer

Sakalından keser, bıyığına ular

Zibillikte yatar, padişahı düşünde görür

Zengine hatır için, fıkaraya Allah için

Gaziantep kültüründe beddualar, hem uyarıcı hem mizahi bir anlam taşır:

VİDEO | Gaziantepli 52 yıllık bakır ustasından Türkiye’de ilk olan tasarımlar
VİDEO | Gaziantepli 52 yıllık bakır ustasından Türkiye’de ilk olan tasarımlar
İçeriği Görüntüle

Ayağına kör mıh batasıca

Kapına kara kilit vurula

Ayın bayın olasın

Kepeği kesilesice

Bedduan başına uğraya

Oyum oyum oyulasıca da sarmısak gibi soyulasıca

Ağzına yuyucu parmağı gire

Yazıma yazılasın

Yüzüne yüz evin karası sürüle

Dilenemesiz dilenci olasın

Delik delik olasın da sarat süzek olasın

Ağzının buğu tükene

Gözüne ali mıhı çakıla

Çenen çekile

Şiş çakıla

De get nalet

Ekmek atlı, sen yayan galasın

Erim erim eriyesin, sürüm sürüm sürünesin

Dört gişinin omzunda gedesin

Allah elimden ala

Boyun bosun devrile

Dilini eşşek arısı soka

Ganın içine aka

Ayaklarında sıraca çıka

Dillerin lal ola

Ulum ulum uluyasın

Yerin yedi kat altına giresin

Ciyerin azından gele

Kepeen kesile

Beleş olsun da deve depiği olsun

Bıldır ölmüş bir eşek, gelin bu yıl ağlaşak

Elim boş, yüzüm kara

Kaynak: Haber Merkezi