Basın İlan Kurumu (BİK), Mersin ilinde gerçekleştirilen denetimler sonucu 8 gazeteye yönelik alınan resmî ilan durdurma kararına ilişkin kamuoyunda oluşan iddialara yazılı bir açıklamayla yanıt verdi. Açıklamada, kararların 195 sayılı Basın İlan Kurumu Kanunu ve ilgili yönetmelikler doğrultusunda alındığı, hiçbir keyfi uygulamanın söz konusu olmadığı vurgulandı.
BİK: “Kararlarımız Keyfi Değil, Mevzuata Dayalıdır”
BİK tarafından yapılan açıklamada, 20-28 Mayıs 2025 tarihleri arasında Mersin merkez ve ilçelerinde bulunan süreli yayınların rutin denetimlerden geçirildiği ve denetimlerin başlamasından altı gün önce, 14 Mayıs’ta yayıncıların bilgilendirildiği belirtildi.
“Bayilere ulaştırılmayan nüshalar tespit edildi”
Kontrol Kurulu tarafından hazırlanan rapora göre, Mersin merkezde yayımlanan 8 gazeteden 5’inin 29 Mayıs 2025 tarihli nüshalarının hiçbir şekilde dağıtım firmasına ulaştırılmadığı, 3 gazetenin ise sadece sınırlı sayıda baskı yaptığı ve bu baskıların bayilere fiilen dağıtılmadığı saptandı. Mevzuata göre her gazetenin en az 400 adetlik fiili satış yapması gerekirken, bu şartların ihlal edildiği tutanaklarla kayıt altına alındı.
“Resmî ilan hakkı askıya alındı”
Denetimler sonrasında gazetelere 13 Haziran 2025 tarihine kadar ihlallerin düzeltilmesi için süre tanındığı ancak bu süre içinde geçerli bilgi ve belge sunulmaması üzerine 8 gazetenin resmî ilan yayımlama hakkının geçici olarak durdurulduğu bildirildi.
Kurum: Eleştiriler temelsiz ve art niyetlidir
Basın İlan Kurumu açıklamasında, alınan kararların bazı çevrelerce “kasıtlı ve temelsiz” şekilde kamuoyuna yansıtıldığını, oysa denetimlerin tamamen mevzuata uygun ve şeffaf şekilde yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca, ilçelerde denetlenen ve herhangi bir ihlal tespit edilmeyen 8 başka gazetenin ilan hakkının devam ettiği hatırlatıldı.
“Tek muhatabımız Türk Basınıdır”
Açıklamanın sonunda Basın İlan Kurumu, 64 yıldır süreli yayınların ilan ve reklam süreçlerinde tek muhatabının Türk basını olduğunu vurgulayarak, alınan kararların yayıncılık faaliyetlerinin kamu yararına uygun biçimde sürdürülebilmesi adına kaçınılmaz olduğunu ifade etti.