Türkiye’nin 10 – 15 günlük gündemine bakacak olursan öne çıkan tek gündem AÇLIK GREVİ’nin olduğunu görüyoruz…

Açlık Grevine gidenlere (!) baktığımızda, Türkiye’nin birlik ve beraberliğini bozmak için gece gündüz çalışanların ön planda olduğu apaçık bir gerçek…

Bu gerçekle yola çıkacak olursak, Canı Sıkılan, Hükümete Kızan, Yapılan Zamlara Tepki gösterenler, Haksız yere suçlanalar, vs. vs. vs. herkes bir mazeret bulsun en yakın köşeye otursun AÇLIK GREV’ine başlasın…

Oh ne güzel ne güzel…

Yıllarca işçilerin hakkını savunan SENDİKACI’lar (!) boş yere GREV’e gitmişler, boş yere İŞ BIRAKMA EYLEM’i yapmışlar…

İşçilerin yapmış olduğu bu eylemler esnasında boş yere TANZİKLİ SUYA ve JOP’a maruz kalmışlar…

Bakın, Türkiye’nin birlik ve beraberliği bozmak isteyenler en kestirme tepki yolu olarak AÇLIK GREV’iyle soruna hızlı çözüm bulmuşlar…

Ne TANZİKLİ SU var. Ne de JOP var…

Türkiye’nin yeni trend’i AÇLIK GREV’i oldu…

Düşünebiliyor musunuz Şike’den dolayı Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı sayın Aziz Yıldırım’ın, CEZA ALMASIN diye Fenerbahçe Taraftarlarının AÇLIK GREV’ine başladığını…

Buna ezeli rekabet diye ŞİKE’den gerekli CEZA verilsin diye, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve diğer takım taraftarları karşı hamle yaparak onlarında AÇLIK GREV’ine başladığını…

Hafta sonları SPOR PROĞRAMLARINDA yorumcuların maç yerine kaç kişinin AÇLIK GREV’ine katıldığını tartışmasını dinler dururuz…

Sayın Ahmet Çakar’ın, “Yok efendim aradaki kişi 9 kusurlu hareket yaptı. Onun Açlık Grev’inden çıkması ya da atılması gerekiyor” dediğini…

Ya da Sayın Erman Toroğlu’nun, “Fenerbahçe Taraftarları ‰100 Haksızlar” dediğini…

Sabaha kadar taraftarların AÇLIK GREV’ini tartışır dururlar…

Dağ da ve  Sınır da DIŞ düşmanlara karşı  Ülkesini Nöbet yerinde bekleyen 20 yaşında hayatının baharında ASKER’imizi ve Şehir Merkezlerinde halkın Huzurunu ve Güvenliğini korumakla görevli POLİS’imizi ve çoluk çocuk demeden katledenlerin başına özgürlük verilsin diye hadi bir AÇLIK GREV’ine gidelim…

Ohh ne ala ne ala…

Suriye’deki katliamları önledik..

Gazze’deki saldırıları çözdük…

Geriye ne kaldı?..

Binlerce insanı öldürmüş olanların başı ve onların yandaşlarına özgürlük verilmesi kalmıştı. Onlarda (ALİBAŞ KESEN GİBİ, DEDİĞİMİZ DEDİK) diyerek AÇLIK GREV’iyle sorunlarına çözüm araya dursun…

Yüreklerine KOR düşmüş, gencecik evlatlarını bu ülke için ŞEHİT vermiş ASKER ve POLİS yakınlarının gözü yaşlı olduğu bir süreçte bir şekilde olanları bir kez daha AĞLATMAK ne kadar doğru?..

Varsınlar kendilerince AÇLIK GREV’i yapsınlar…

Bana ne?..

Herkesin zaman içinde ev haliyle yaşadığı bir olay geldi aklıma,

“Evin annesi ve Babası ev hali işte akşam bir yemek yapıp sofraya konulacak. Evin çocukları sofraya oturduklarında gönlündeki yemeği sofrada göremeyince, “Ben bunu yemem” dediğinde evin babası, “Yersen bu, yemesen de bu, kalk sofradan sana yemek memek yok” der.

Sofradan kalkan çocuk Anne ve Baba’ya tepki olsun diye kendince AÇLIK GREV’i yapmaya kalkar. Birkaç saat sonra o sofradan yemeği beğenmediği için babası tarafından sofradan kaldırılan çocuk, kendince almış olduğu AÇLIK GREV’ine daha fazla dayanacak gücü kalmayınca hele birde karnının iyice acıkmasından sonra o burnuyla kıvırdığı  yemeği karnını doyurmak için mecburen yemek zorunda kalır…

Çocuk nerden bilsin, babasının bütçesini…

Baba bilmiyor mu?..

Çocuklarına en iyisini yedirmek en iyisini giydirmek…

Bazen olmayınca olmuyor…

Bundan dolayı birkaç kişinin gönlü olacak diye AÇLIK GREV’i yapanlara taviz verildiği zaman taviz tavizi getirecektir…

Soruna geçici olarak çözüm bulunmuş olsa da 2 - 3 gün sonra “Nasıl Olsa İstediğimizi AÇLIK GREV’iyle Alıyoruz” diyeceklerdir…

 

DİP NOT: Yalnızca kötü şoförler kestirmeden gider.