Deprem sonrası yıkılan binalara ilişkin açılan davalar, Türkiye hukuk tarihinin en geniş kapsamlı yargı süreçlerinden biri oldu. Yaklaşık 2 bin 100 dava açılırken, bunların büyük bölümü kamuoyunda “Rahşan affı” olarak bilinen şartlı salıverme düzenlemesiyle sonuçlandı. Diğer davaların bir kısmı ertelendi, kalan dosyalar ise 16 Şubat 2007 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmasıyla düştü.
Yargı süreçlerinde mahkûmiyet kararı verilen sınırlı sayıdaki sanıklardan biri Veli Göçer oldu. Ortağı İsmet Kösebalaban ile “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçundan 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu karar Yargıtay tarafından onandı. Göçer, 21 Ekim 2004’te cezaevine girdi ve Ağustos 2011’de tahliye edildi.
Göçer, tahliyesinin ardından yaptığı açıklamalarda yaşadıklarına ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı:
“90 aydır niye cezaevinde olduğumu anlayamadım. İnşaatlar teslim edildikten sonra ortak oldum. Buna rağmen sanki binaları kendi elimle yapmışım gibi yargılandım. Günah keçisi ilan edildim. Ben varsa cezamı çekmeye razıydım ama bunca yıkımın tek sorumlusu ben miydim, bunu sorguladım.”
Göçer, 2018 yılında yeniden inşaat ve emlak alanında faaliyet göstermeye başlamıştı.
Öte yandan ortağı İsmet Kösebalaban, cezaevinde hayatını kaybetmişti. Kösebalaban’ın, sağlık sorunları nedeniyle Cumhurbaşkanlığı’na af talebinde bulunduğu ancak bu talebin kabul edilmediği biliniyordu.
17 Ağustos 1999 depreminin kamuoyundaki simge isimlerinden biri olarak anılan Veli Göçer, açtığı inşaat ve arsa ofisiyle uzun yıllar tartışmaların odağında yer almıştı.




