Türkiye ve dünyada zeytin yaprağı; çay, takviye gıda ve ilaç sanayisine kadar pek çok alanda önemli bir hammadde olarak değerlendirilirken, Kilis’te aynı ürün hâlâ fırınlarda yakacak olarak kullanılıyor.
Kentte zeytin hasadı devam ederken, budama sonrası ortaya çıkan dallar ve hasat sırasında kırılan zeytinli sürgünler traktörlere yüklenip fırın işletmelerine taşınıyor. “Pir” olarak bilinen zeytin yaprağı ise, ekonomik bir değer olarak görülmediği için yıllardır yakıt yerine geçmekten öteye gidemiyor.
Oysa zeytin yaprağı, doğal antibiyotik ve güçlü bir antioksidan olarak sağlık sektöründe geniş bir kullanım alanına sahip. İçeriğindeki oleuropein maddesi sayesinde bağışıklığı güçlendirdiği, pek çok hastalığa karşı koruyucu etki gösterdiği bilimsel araştırmalarla ortaya konmuş durumda. Antibakteriyel, antikanserojen ve antioksidan özellikleri nedeniyle dünya genelinde yüksek talep gören zeytin yaprağı, pek çok ülkede işlenerek ciddi katma değer yaratıyor.
Ancak Kilis’te bu değerli kaynağın halen yakacak olarak değerlendirilmesi hem üreticiler hem de bölge ekonomisi açısından önemli bir fırsatın kaçırılmasına neden oluyor.
Uzmanlar, doğru işleme ve yatırım modelleriyle zeytin yaprağının gıda, sağlık ve tarım sektöründe yüksek getirili ürünlere dönüştürülebileceğini belirtiyor.
Kilis’in sahip olduğu bu doğal kaynağın önümüzdeki yıllarda sadece fırınlarda yakılmak yerine, ekonomiye kazandırılarak üreticiye gelir sağlayan bir ürüne dönüşmesi bekleniyor.





