Binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan bu kadim yerleşim yeri, stratejik konumu sayesinde tarih boyunca önemli bir merkez olma özelliğini korudu.

Araban’ın tarihi, yalnızca Gaziantep'in değil, aynı zamanda Anadolu’nun derinliklerine uzanan önemli bir bölümünü oluşturuyor.

Arkeolojik buluntular ve tarihi kaynaklar, ilçenin farklı dönemlerde birçok uygarlığın egemenliği altına girdiğini ortaya koyuyor. Bölge, Mezopotamya ile Anadolu arasında bir geçiş noktası olmasından dolayı tarih boyunca büyük bir ilgi gördü.

Araban zengin tarihiyle öne çıkıyor

Tarihi kayıtlara göre, Anadolu Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan 1148-1150 yılları arasında Araban Kalesi’ni ele geçirdi. Ancak bu hâkimiyet uzun sürmedi; 1155 yılında bölge, dönemin güçlü hükümdarlarından Atabey Nureddin Mahmud Zengi tarafından Selçukluların elinden alındı. Araban’ın kaderi bundan sonra sık sık değişti. 13. yüzyılda Halep Eyyubileri’nin, ardından yeniden Anadolu Selçukluları’nın (1218), Memlûkların ve İlhanlıların (1259) egemenliği altına girdi. Bu süreçte bölge defalarca el değiştirdi ve kısa süreliğine Dulkadiroğulları’nın idaresine de geçti. Son olarak Memlûklar tarafından tekrar kontrol altına alındı.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde

Osmanlı hakimiyetine geçiş 1517 yılı, Araban tarihi açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılan ilçe, bu tarihten sonra Osmanlı yönetiminde istikrar kazandı. 1523 yılında ise Birecik Sancağı'na bağlı Rumkale kazasına bağlandı ve uzun süre bu idari yapı içerisinde yer aldı.

Cumhuriyet Döneminde Araban

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte bölgenin ismi zamanla "Raban" şeklinden "Araban" olarak değişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme sürecinde, Araban da Gaziantep’e bağlı bir ilçe olarak yeniden yapılandırıldı. O günden bu yana, hem idari hem de sosyal açıdan önemli bir gelişim süreci yaşadı.

Tarihi Yapılar ve Turizm Potansiyeli

Araban, zengin tarihi yapıları ve kültürel mirasıyla bölge turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Araban Kalesi, Roma dönemine ait anıt mezarlar, tarihi çeşmeler ve eski yerleşim alanları, ziyaretçilere geçmişle buluşma fırsatı sunar. Ancak 6 Şubat 2023 depremlerinde hasar gören Araban Kalesi ve İç Kale Camii hâlâ restore edilmemiştir. Bu durum, tarihi yapılarla ilgilenen ziyaretçiler için bir eksiklik oluşturmaktadır.


Doğal güzellikleri ve arkeolojik zenginlikleriyle Araban, yalnızca tarih tutkunlarına değil, kültür ve doğa turizmine ilgi duyan herkese hitap eden, keşfedilmeyi bekleyen bir değerdir.

Editör Hakkında