Gaziantep duayen gazetecilerinden ve Anadolu Basın Birliği Onursal Başkanı Halil Zor ile Gazeteciliğe dair yaptığımız söyleşide “Geçmişten Bugüne Gazetecilik” konularını tartıştık. Zor, yapılan söyleşide gazeteciliğin günümüzdeki hali ve geçmişteki durumunu değerlendirerek yeni ve genç gazetecilere de gazeteciliğin altın kuralları hakkında tavsiyelerde bulundu.
“Omuzumuzda çanta, elimizde kamera haber kovalardık”
Gazeteciliğe 1967 yılında başlayan Halil Zor, o dönem teknolojinin sınırlı imkânları içinde haber peşinde koşmanın zorluklarını anlattı:
“Omzumuzda çanta, elimizde fotoğraf makinesiyle Gaziantep sokaklarında haber kovalardık. O zamanlar kurşun harflerle dizgi yapılıyordu, teknoloji bugünkü kadar gelişmiş değildi.” dedi.
Zor, gazeteciliğin geçmişte daha çok bir kamu hizmeti anlayışıyla yapıldığını vurgulayarak, “Hiçbir zaman zengin olalım diye yapmadık. Amacımız halkı aydınlatmak ve yöneticilere halkın sesini duyurmaktı.” dedi.
“Gazeteciliğin yönü değişti: Birileri için değil, halk için yapmalıyız”
Halil Zor, gazeteciliğin zamanla ideolojik kamplara ayrıldığını ve mesleğin bağımsızlık ilkesinden uzaklaştığını belirterek;
“Bugün gazeteciler ikiye ayrılmış durumda: İktidar yanlısı ve muhalefet yanlısı. Oysa gazeteci halkın tarafında olmalı. Gerçeği savunmalı, yandaşlık yapmamalı. ”Zor, 2010’lu yıllardan sonra gazeteciliğin büyük bir dönüşüm geçirdiğini ifade ederek, meslek ilkelerinden uzaklaşıldığını söyledi:
“Haberin doğruluğu değil, kimin işine yaradığı ön plana çıkar oldu. Oysa gazeteci doğruların peşinden gitmelidir.”
“Basın özgürlüğünün olmadığı, gazetecilerin tutuklandığı bir ülkede gazeteci olabilmek gerçekten zordur” diyerek günümüzde yaşanan olaylara da dikkat çekti.
“Patronun değil, halkın sesi olun”
Genç gazetecilere de önemli tavsiyelerde bulunan Halil Zor, mesleğe yeni başlayanların dürüstlükten asla ödün vermemesi gerektiğini vurguladı:
“Gazetecilik bir karakter işidir. Güven vermeyen, tarafsız olmayan bir gazeteci kalıcı olamaz. Parayı değil, halkı merkeze almalılar.”
Zor, mesleki bağımsızlığın korunması gerektiğini belirterek şöyle dedi:
“Hangi gazetede çalışırsanız çalışın, patronun adamı olmayın. Mütevazı kalın ama onurlu durun.”
“Gazeteci kahraman değildir, çağının tanığıdır”
Sözlerini bir Afrikalı gazeteciden alıntıyla bitiren Zor, gazeteciliğin tarih yazımındaki rolüne dikkat çekti:
“Gazeteci kahraman değildir. Gazeteci yaşadığı çağın tanığıdır. Bu yüzden gerçeği yazmalı, taraf olmamalıdır.”
