Yarım asırdır el emeğiyle takunya üreten Başaran, geleneksel el sanatını modern çizgilerle birleştirerek kültürel mirası yaşatıyor. Gaziantep’in tarihi Gümrük Hanı’nda, ahşap kokusunun ve keser seslerinin arasında bir zanaat hâlâ nefes alıyor. 1964 Gaziantep doğumlu Mehmet Başaran, 1978 yılında başladığı takunyacılık mesleğini bugün tek başına sürdürüyor. Kentin “son takunyacısı” olarak bilinen Başaran, “Yarım asırdır bu meslekle geçiniyorum, bu da benim mirasım.” diyerek geleneğe sahip çıkıyor.
Takunyanın 700 Yıllık Serüveni
Takunya, 1300’lü yıllarda ayakları diken ve pislikten korumak amacıyla ortaya çıktı. Osmanlı döneminde özellikle hamam kültürünün ayrılmaz bir parçası hâline gelerek statü sembolü oldu.
Kralların giydiklerine “habab”, sultanlarınkine ise “takunya” denirdi.
Gaziantep’te “haphap”, Trakya’da “narin”, Arap kültüründe ise “kapkap” adıyla anılan bu ahşap terlikler, Anadolu’nun kültürel belleğinde önemli bir yere sahip.
Gaziantep’te Çeyiz Sandıklarının Vazgeçilmezi
Gaziantep’te takunya, sadece bir eşya değil; bir gelenek. Eskiden her genç kızın çeyiz sandığında mutlaka bir çift Antep işi takunya bulunurdu. Hamama gelen misafirlere özel motiflerle süslenmiş takunyalar giydirilirdi.
Bugün bu geleneği yaşatan tek isim olan Mehmet Başaran, “Bir çift takunyayı yaklaşık iki saatte tamamen el emeğiyle yapıyorum.” diyor.
El Emeğiyle Üretilen Geleneksel ve Modern Takunyalar
Meşe, çınar, dut ve ceviz ağaçlarından yapılan takunyalar, el işçiliğiyle şekilleniyor.
Erkekler için cami ve hamam takunyaları üreten Başaran, kadınlar içinse kırmızı işlemeli, çiçek desenli gelin hamamı takunyaları hazırlıyor.
Ayrıca modern çağa uygun parmak arası “sandale tipi” takunyalar da tasarlıyor.
Altlarına kaymaz, sessiz lastik tabanlar ekleyerek kullanım kolaylığı sağlayan Başaran, Gaziantep’e özgü kutnu kumaşı ve yöresel desenlerle takunyalara estetik bir kimlik kazandırıyor. Bu özel üretimler 600 TL’den satışa sunuluyor.
Takunyanın Sağlığa Faydaları
Mehmet Amca’ya göre takunyanın sadece kültürel değil, sağlık açısından da önemi var.
Ahşap yapısı sayesinde vücuttaki statik elektriği azalttığını, kan dolaşımını hızlandırdığını, topuk yarılmasını engellediğini ve sindirim sistemini desteklediğini söylüyor. Çocuklar için üretilen modeller ise 300 TL’den alıcı buluyor.
Gaziantep’in Kurtuluş Savaşı’ndan İlhamla Taktaka ve Sahan Bombası
Mehmet Başaran, sadece takunya üretmiyor; Gaziantep’in Kurtuluş Savaşı’nda kullanılan iki önemli aracı da yeniden canlandırıyor. Taktaka, savaşta kadınların Fransız askerlerini korkutmak için kullandığı, makineli tüfek sesi çıkaran ahşap bir aletti. Bu aletin ilk yeniden üretimini yapan Başaran, “Kadınlar bunu çevirip düşmanı korkutmuş, biz de o cesareti unutturmak istemedik.” diyor. (Fiyatı: 700 TL)
Bir diğer eser ise Sahan Bombası. Gaziantepliler savaşta yemek sahanlarını barut, çivi, kükürt ve metal parçalarıyla doldurarak el bombası olarak kullanmış. Başaran bu objeyi “ülkenin hangi şartlarda kurtarıldığını hatırlatmak için” üretmeye devam ediyor.
Haber Fotoğraf: Mehmet Bahcıvan




