Hava Durumu

#Kahramanmaraş

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Kahramanmaraş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kahramanmaraş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Asrın felaketinde 3 kg altın bulunan kasası ortadan kayboldu Haber

Asrın felaketinde 3 kg altın bulunan kasası ortadan kayboldu

Karayılan’ın, 17 yıldır bir bankanın kasasında bulunan 3 kilo altın ve ziynet eşyası, binanın depremde yıkılması ile kayboldu. Depremin ardından geçen 8 ayda pek çok müşterinin altınları ve ziynet eşyaları bulunurken, Ayşe Pınar Karayılan’ın kasasındaki değerli eşyaların izine ise rastlanmadı. Gaziantep’te yaşayan 3 çocuk annesi Ayşe Pınar Karayılan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde iki şoku birden yaşadı. Asrın felaketi sonrası yaşadığı korku nedeniyle zor günler geçiren Karayayılan, depremde yıkılın Emre Apartmanı altındaki bir bankanın kasasında bulunan 3 kilo altın ve ziynet eşyalarının kaybolması ile yıkıldı. Aradan geçen 8 ayda pek çok müşterinin altın ve ziynet eşyaları bulunurken, Ayşe Pınar Karayılan’ın kasasındaki değerli eşyaların izine ise rastlanamadı. Karayılan’ın kasada bulunan ziynet eşyalarını beyan edecek evrak ve fotoğraflarla birlikte bankaya müracaat etmesine rağmen banka yetkililerinin sessizliği ise kadını çileden çıkardı. “BANKA BİZDEN KASA İÇERİSİNDE BULUNAN ZİYNET EŞYALARINA DAİR BELGE İSTEDİ” 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde büyük korku yaşayarak evlerini terk eden ve depremde yıkılan Emre Apartmanı altındaki bankada bulunan 35 numaralı kiralık kasasındaki 3 kilo altın ile ziynet eşyalarının ortadan kaybolduğunu söyleyen Karayılan, “Deprem olduğu gün herkes sokaktaydı ve hava aydınlandıktan sonra biz eşimin iş yerine gittik. O gece fabrikada sabahladık. Biz kayınvalidemlere gitmek için yola çıktığımızda Emre Apartmanı’nın yıkıldığını gördüm. Zaten polis tarafından güvenlik önlemleri alınmıştı. Bir yandan da enkazda arama kurtarma çalışmaları devam ediyordu. Biz şoka girdik ve ertesi gün Emre Apartmanı’na gittik ve bizim burada kiralık kasamız var, ne yapacağız dediğimizde bizi oraya yaklaştırmadılar. Akşam saatlerinde eşim gitti. Erkek kardeşim kurtarma operasyonlarına katıldı. Kimseye yaklaştırmadılar, biz bankanın güvenlik görevlileri, müdürleri ve polis ekipleri ile sabaha kadar bekledik. Biz size dörtdörtlük verebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Hiç kimseyi buraya alamayız dediler. Aradan üç ay gibi bir süre geçti. Biz kiralık kasamıza ulaşamıyoruz, genel merkezi aradık şube yıkıldığı için ve diğer şube kapandığı için üç ay sonra bankada görevli bir kişi beni aradı. Kasaların Gazi Muhtar Paşa’daki şubeye taşındığını ve bazı kasalarda hasar olduğunu söyledi. Ve bunlardan birinin de bizim kasanın olduğunu söyledi ama hasarın ne olduğunu söylemedi. Annem, ben ve erkek kardeşimin olmak üzere 3 kilo altın, pırlanta setleri, yüzükler ve altın saatte dahil olmak üzere hepsi kayboldu. Bütün hepsinin sertifikaları da biz de mevcut. Banka bizden kasa içerisinde bulunan ziynet eşyalarına dair belge istedi. Hangi eşyalar vardı hangi kutuların içerisindeydi, üzerinizde çekilmiş resimleri var mı şeklinde hepsini belgelerimizi istedi. Benden beyan ettikleri bütün belgeleri verdim.” dedi. “BU BELGEYİ İMZALAMAYACAĞIMI SÖYLEDİM” Olay sonrası bankanın kasa açılmadan kendilerine bir evrak imzalatmaya çalıştığını da iddia eden Karayılan, “Biz bunu imzalamayız dedik. Çünkü kasamızı bize teslim etmediler. Ben kasamı görmek istedim, imzalamadan açamayacaklarını söylediler. Ben de açamayacaklarsa bu belgeyi imzalamayacağımı söyledim ve eve gelerek avukatımı aradım.” dedi. “KASAMI GÖRMEK İSTEDİM İMZALAMADAN AÇAMAYACAKLARINI SÖYLEDİLER” Karayılan, konuşmasının devamında, “Ziynet eşyalarımı aldığım kuyumcular da belli belgeleri de vardı, bunların hepsini verdim. Sonra bizi çağırdılar ve önümüze bir belge getirdiler. Belgede ben kasamı anahtarımla açtım kasamın içindekileri hasarsız olarak teslim aldım. Bankayla benim bundan sonra bir işim yok. Bankanın bana vereceği ve alacağı kalmamıştır yazıyordu. Biz bunu imzalamayız, dedik. Çünkü kasamızı bize teslim etmediler. Ben kasamı görmek istedim, imzalamadan açamayacaklarını söylediler. Ben de açamayacaklarsa bu belgeyi imzalamayacağımı söyledim ve eve gelerek avukatımı aradım. Hemen BDDK’ye şikayet etti. Bizi bir hafta sonra aradılar. Kâğıttaki beyan edilenleri değiştirdiklerini ve sadece para kasasının içindekiler saçılmıştır, kasa ortada yoktur, kapağı patlamıştır. İçindekiler ise noter huzurunda mühürlenmiş olup onu gözünüzün önünde açacağız, şeklinde kâğıdı değiştirdik, dedi. O halde benim kasamın kapağı yoksa ve kasa patlamışsa neden bana anahtarımla açtım şeklinde imzalatmak istediniz. Dedim ve hiç bir cevap vermediler. 35 numaralı kasanın içerisinde bulunan 165 bin doları çıkıyor. Tüm ziynet eşyalarını ve fişlerini poşetlemişler. Ve 35 numarayı kepçe vurduğu için hasar almış. İşin ilginç yanı benim kasamın çekmecesinde de yok. Kasanın çekmecesi olmamasını biz içerden öğreniyoruz. Yani 10 tane hasarlı kasa var, dokuz tane çekmece var ama bizim kasanın çekmecesiyle yok.” ifadelerini kullandı. “7-8 MİLYON LİRALIK İŞÇİLİKSİZ BİR ŞEKİLDE BENİM KAYBIM VAR” Yaşanılan mağduriyet sonrası 7-8 milyon TL kaybı olduğunu söyleyen Karayılan, “Nereden baksanız benim 7-8 milyon liralık işciliksiz bir şekilde benim kaybım var. Tüm ziynet eşyalarımın yanı sıra 20 yıldır biriktirdiklerim, annemle erkek kardeşimin başına bir iş gelir diye koyduğu emanetleri de içinde. Süreçte 2. tura geçtik. Hiçbir şeyimiz çıkmayınca sizi 2. turda çağıracağız, dediler ve aradan 20 gün geçtikten sonra 7 kişi ile beraber bizi çağırdılar. Ortaya yine mühürlü bir çuval çıkardılar herkesin eşyaları çıkarken bizim ve bir kişinin eşyaları yine çıkmadı. Ben artık sinir krizi geçirdim. Benim orada 9 adet 22 ayar setim, altın kemerim yok. Yani 1,5 metre altın kemerin enkazda kaybolmak gibi bir imkanı yok. Yani dokuz tane setin bir tanesinin küpesi bile çıkmadı. Biz bankada içeriye girerken bir tane güvenlik bekliyordu, biz çıkarken yedi güvenlik gelmişti. Orada bir kargaşa olacağını tahmin etmişler. Bize tek söyledikleri genel merkezle görüşeceğiz ve durumunuzu size bilgi vereceğiz şeklinde oldu. Daha sonra hiçbir bilgi vermediler. Avukatımıza başvurduk, ihtar ve mailler çekti, onlara da cevap vermediler. Artık biz savcılığa suç duyurusunda bulunduk, hukuksal yönden hakkımızı arayacağız. Biz devletimize güveniyoruz.” diye konuştu.

Gaziantep'ten Kahramanmaraş ve Hatay'a destek Haber

Gaziantep'ten Kahramanmaraş ve Hatay'a destek

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine ve on binlercesinin yaralanmasına neden olan deprem felaketinin ardından Gaziantep İMKANDER, Hatay'ın Kırıkhan ve Kahramanmaraş'ın 12 Şubat ilçesindeki depremzedelere yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını temin etti. Kırıkhan'daki ilçesinde ki hafızlara üç yüz ellişer adet ferace, şal ve spor ayakkabısı dağıtılırken kamp ve çadırlarda kalan ihtiyaç sahibi ailelere ve çocuklara da bez bebek ve oyuncak dağıttı. Yapılan yardımlarla ilgili bilgi veren İMKANDER Gaziantep Şubesi Başkanı Sait Gökdere, “Hatay’ın Kırıkhan ilçesindeki Kur ân hafızı kızlarımıza ve Kırıkhan’da çadır kamplarda kalan ihtiyaç sahibi ailelere ve çocuklara yardım da bulunduk. Kamplarda kalan çocuklara bez bebek ve oyuncak yardımları ile birlikte iki yüz aileye nodul yardımları yaptık. Kahramanmaraş 12 Şubat ilçesinde bulunan depremzedelere tahsis edilen 50 TOKİ dairesinin halı mefruşatını üstlendik" dedi. Başkan Gökdere, yapılan yardımlara depremde oğlu, gelini ve torununu kaybeden Suriyeli İş Adamı Abdülhamid Elbusi'nin de önemli bir destek verdiğini belirterek, teşekkür etti. İMKANDER Gaziantep Şubesi Başkanı Gökdere, yardım çalışmalarına devam edeceklerini, bölgede özellikle gıda, hijyen malzemeleri, çocuk bezi ve bebekler için çocuk mamasına ihtiyaç duyulduğunu belirterek yardımsever vatandaşları destek vermeye çağırdı.  

 Depremzedeler yeni yuvalarında yeni bir hayata başladı Haber

 Depremzedeler yeni yuvalarında yeni bir hayata başladı

 Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen bölgelerden Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde evleri yıkılan depremzede vatandaşlar için yapılan köy evleri 35 gün gibi kısa bir sürede teslim edilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teslim ettiği akıllı köy evlerine yerleşen vatandaşlar yeni yuvalarına yerleşmenin sevincini yaşarken bir yandan da kaybettikleri aile fertlerinin üzüntüsünü yaşıyor. Köy evine kavuşan ve depremde bütün ailesini kaybeden 56 yaşındaki Abdullah Yıldırım, bu kadar kısa sürede bize ev verileceğini tahmin etmediğini ancak 35 gün gibi kısa bir sürede evine kavuştuğunu belirtti. “Bütün ailemi depremde kaybettim” Depremde bütün ailesini kaybettiğini belirten Abdullah Yıldırım, “6 Şubat'taki depremde Bütün ailemi kaybettim. Eşimi, oğlumu, kızımı, kardeşimi yeğenlerim olmak üzere ailemden 8 kişiyi kaybettim. Ben fıstık tarlama yaban domuzları girmesin diye Nurdağı merkezden köye gitmiştim. Orada konteyner vardı orada nöbet tutuyordum. O akşam depremden bu sayede kurtuldum ama bütün ailemi kaybettim. Eşimi oğlumu kızımı kardeşimi yeğenlerimi hepsini kaybettim. Nurdağı merkezde oturuyorduk normalde. Deprem olduğu zaman ben arabama binip eve gittim ama ev yıkılmıştı. 3 kişiyi kurtardık, 2 tane yeğenim ve yengemi enkazdan kurtardık” dedi. “Bu kadar kısa sürede eve kavuşacağımızı düşünmezdim” Çok kısa sürede evlerinin teslim edildiğini vurgulayan Yıldırım, “30-35 gün gibi kısa bir sürede anahtarı teslim ettiler. Cumhurbaşkanımız teslim etti. Ev çok güzel temelinden beri takip ediyorum. Bu kadar kısa bir sürede evlerin bize teslim edileceğini beklemiyordum. 2 aydan aşağı sürmez diye düşünüyordum ama kısa bir sürede bize teslim ettiler” şeklinde konuştu. “Yumurtasından tut çamaşır tozuna kadar evde her şey vardı” Bize verilen evin içinde her şey olduğunun altını çizen Yıldırım, “İçinde her şeyi vardı eksiksiz bize teslim ettiler. Yumurtasından tut çamaşır tozuna kadar evde her şey vardı. Ben çiftçilikle uğraşıyorum hayat devam ediyor 2 tane yeğenim var onlar için de olsa uğraşmak zorundayım. Allah devletimize zeval vermesin her zaman yanımızdaydı. Bizi yalnız bırakmadılar” diye konuştu.

Şahin, 4 ile teknik gezide bulundu Haber

Şahin, 4 ile teknik gezide bulundu

Başkan Fatma Şahin ve beraberindeki TBB heyeti, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem felaketinden etkilenen şehirlerde il ve ilçe belediye başkanları ve yerel yönetim temsilcileriyle doğal afet ve koordinasyon temalı bir dizi toplantılar gerçekleştirdi.    Görüşmelerde, deprem sonrası yaşananlar ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi alan Başkan Şahin, dünyanın en büyük kara depremleri arasında önemli bir yer tutan Kahramanmaraş depremleri sonrası illerden gelen talepleri TBB olarak karşılamak için Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Şanlıurfa’ya teknik ekipman desteği vereceklerini söyledi.  Şanlıurfa’da 15 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketi için de Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül’ü makamında ziyaret eden Başkan Şahin, sel sonrasında yaşananlara ilişkin bilgi alarak TBB ve GBB olarak sel sonrası etkilerin en aza indirilmesi adına sürece katkılarından bahsetti.  4 ilde yaptığı görüşmeler sonrası açıklamada bulunan Başkan Şahin, şunları kaydetti:  “Komşularımız bizim canımız, ciğerimizdir. Depremde komşu illerimizdeki belediye başkanlarımızla telefonlarımız hep açıktı. O zorlu süreçte ‘kim kime ne destek verebilir’ düşüncesiyle hareket edildi. Kimin nesi varsa paylaşarak bugünlere kadar geldik. Hepimiz Fırat’ın çocuklarıyız. Ortak bir tarihimiz var. Bu hafta içerisinde Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Şanlıurfa’ya ziyaretlerimiz oldu. Bu ziyaretlerimdeki gayemiz; bu bölgeleri daha dirençli hale getirmek. Çünkü artık biliyoruz ki ülkemiz bir deprem bölgesi bu felaketler bazen sel, bazen kuraklık olarak önümüze çıkıyor. ‘Bölgeyi daha güvenli ve dirençli hale nasıl getireceğiz’ bu konuları çalıştık. Şu anda iyileşme dönemindeyiz, birlikte iyileşeceğiz, yaraları birlikte saracağız.”  

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.