Hava Durumu

#Medical Point Gaziantep Hastanesi

Gaziantep Ekspres Gazetesi - Medical Point Gaziantep Hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Medical Point Gaziantep Hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner Hasta Kabulüne Başladı Haber

Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner Hasta Kabulüne Başladı

Şahiner, 2002’de Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. 2011’de Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesinde Genel Cerrahi Uzmanlık eğitimini tamamladı. 2015 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde (Laparoskopik Kolon & Rektum Cerrahisi), 2016 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde (ÇAPA) tam zamanlı Fellowship öğretim üyesi olarak (Karaciğer Nakli ve İleri Safra Yolları Cerrahisi) eğitimini tamamladı. Şahiner, Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaklaşık 10 yıl (2014-2023) öğretim üyeliği yaparak birçok tıp doktoru ve uzmanlık öğrencisine eğitim verdi. Başta karaciğer, safra yolu, pankreas kanseri ve ileri laparoskopik cerrahi yöntemler olmak üzere çeşitli özellikli ameliyatları gerçekleştirerek bölge halkının sağlığına kavuşmasında önemli rol aldı. Şahiner, Hitit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcılığı, Genel Cerrahi Yoğun Bakım Sorumlu Hekimliği, Ameliyathane Sorumlu Hekimliği, Genel Cerrahi Klinik ve İdari Sorumlu Hekimliği, Bilimsel Araştırmalar Komisyon Başkanlığı, AR-GE Kurucu Üyesi ve Başkanlığı, Beslenme Destek Timi Kurucu Üye ve Başkanlığı, Klinik Araştırmalar Etik Kurul Üyeliği ve Başkanlığı, Fakülte Kurulu Üyeliği, Mezuniyet Öncesi Eğitim Komisyon Üyeliği gibi birçok klinik ve idari görevi başarı ile gerçekleştirdi. Şahiner’in ilgi alanları başta safra kesesi, safra yolları, karaciğer, pankreas kanseri ve cerrahi tedavileri olmak üzere, kolon & rektum cerrahisi, mide tümör cerrahisi, reflü cerrahisi, sürrenal (böbrek üstü bezi), karın, kasık ve kesi yeri fıtık onarım cerrahilerinin ileri laparoskopik yöntemle onarımı ve açık cerrahi onarımı olarak sıralanıyor.  Şahiner, çok sayıda ulusal ve uluslararası kongrede davetli konuşmacı ve oturum başkanlığı yaptı. 2017 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yılın hekimi ödülüne layık görülen Dr. Şahiner’in bilimsel dernek ve meslek kuruluşlarından da ödülleri bulunmaktadır. Türk Cerrahi Derneği, Türk Hepato-Pankreato-Biliyer Cerrahi Derneği, Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği, Ulusal Endoskopik & Laparoskopik Cerrahi Derneği, Türk Dâhili ve Cerrahi Yoğun Bakımlar Derneği ve Ankara Cerrahi Derneği gibi saygın mesleki kuruluşlara üyelikleri bulunmaktadır.  Şahiner’in ulusal ve uluslararası indeksler tarafından taranan, hakemli dergilerde yayımlanan çok sayıda nitelikli araştırma, makale, bilimsel kitap bölümü, derleme, bildiri ve olgu sunumları bulunuyor.  Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tayfun Şahiner’i de kadrosuna dahil eden Medical Point Gaziantep Hastanesi, uzman ekibiyle birlikte sağlık alanındaki kaliteli hizmet anlayışını sürdürüyor.  

‘’Kolorektal Kanserler Gençlerde de Görülebilmektedir’’ Haber

‘’Kolorektal Kanserler Gençlerde de Görülebilmektedir’’

Medical Point Gaziantep Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Tahir Özer, Kolorektal kanserlerin önemli bir sağlık sorunu olduğunu, görülme sıklığında artış yaşandığını, hastalığın görülmesinde yaş unsurunun giderek azaldığını ve hastalığın genç yaşlarda da görülebildiğini belirtti. Kolorektal kanserlerde, kişilerde farkındalık artıkça erken tanı ile hastalığın tamamen iyileşebildiğini söyledi. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. M. Tahir Özer Kolorektal kanserlerin belirtileri ve riskli olan gruplar hakkında şu bilgileri verdi:  ‘’ Kolorektal kanserlerin erken tanısı için taramalar yapmak ve bireylere kolorektal kanser nedeniyle ortaya çıkabilecek şikayetleri anlatarak, bu şikayetler çıktığı anda bir gastroenterolojik cerrahi uzmanına veya genel cerrahi uzmanına başvurmaları hayati öneme sahiptir. Hastalıkla ilgili en yaygın belirtiler şunlardır: Makattan gaita ile karışık olarak veya doğrudan kan ya da sümüksü akıntı gelmesi, Defekasyon (büyük abdest) sonrası halen tuvalet ihtiyacının sürüyor olması ve rahatlayamama hissi ve ıkınma hissinin devam etmesi, tuvalet alışkanlığı sıklığı ve kıvamındaki değişiklikler, 15 günü aşan ishal ve kabızlık atakları, kramp tarzı tekrarlayan karın ağrıları, Anemi (kansızlık), kilo kaybı, iştahsızlık, yorgunluk, gaz ve gaita çıkaramama karında şişlik ağrı bulantı kusma olarak öne çıkmaktadır. Ailede kolorektal kanser öyküsü ve inflamatuar bağırsak hastalıkları denilen Ülseratif  Kolit veya Crohn hastalığının varlığı ise riskli grupları oluşturur.’’ diye konuştu. Prof. Dr. M. Tahir Özer Kolorektal kanserlerde teşhis ve tedavi hakkında şunları söyledi: ‘’Bu şikayet ve semptomları olan kişilerin en kısa sürede alanında uzman doktorlara müracaatı ve ivedilikle gerekli tetkiklerin yapılarak bireyin incelenmesi çok önemlidir. Ayrıca 50 yaşı aşan her bireyin bir kez kolonoskopi yaptırması ve sonuca göre takibinin planlanıp sürdürülmesi önem arz eder. Ailede kolorektal kanser öyküsü olanlar ise kanserli bireyin teşhis edildiği yaştan 10 yıl önce kolonoskopi tetkikini yaptırıp takibe girmelidir. Yine kolorektal kanser taraması amacı ile yıllık “Gaitada Gizli Kan” testi (GGK) yaptırmak tavsiye edilmektedir. Bu testin pozitif çıkmasına sebep olan başka hastalık ve durumlar da olabilmekle beraber GGK testi tarama amaçlı kullanılan bir testtir. Sonuç olarak utanma duygusunun doktora müracaatın önüne geçmemesi çok önemlidir. Tanı konan hastalara sorulduğunda aslında yukarıda sıralanan bulguların uzun süredir olduğu ama utandıkları için muayeneye gelmedikleri anlaşılmaktadır ve keşke utanmayıp zamanında gelseymişim demektedirler. Bu nedenle herkese “keşke” lerin hiç olmadığı “iyi ki” lerinin çok bol olduğu sağlık ve mutluluk dolu günler diliyorum.’’ dedi.

Medical Point de  ‘’Rengimiz Belli Olsun’’ Dedi Haber

Medical Point de  ‘’Rengimiz Belli Olsun’’ Dedi

Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Engelli Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı’na bağlı Engelsiz Yaşam Merkezi’nde düzenlenen etkinlik çerçevesinde Down Sendromlu bireyler yüz boyama, futbol, kutu oyunları, serbest kalem çalışması, çiçek dikimi gibi pek çok eğlenceli faaliyette bulundu. Down Sendromlu bireyler, eğitmenler eşliğinde düzenlenen etkinliklerde hoşça vakit geçirdi. Medical Point Gaziantep Hastanesi, bu yılın teması olan '#rengimizbelliolsun’ sloganı ile Down Sendromlu bireylere farkındalık için, en güzel renk çiçeklerde olduğu için birlikte dikimi yaparak onlara rengarenk çiçekler hediye etti. "Down Sendromlu çocuklarla çiçek ekimi gerçekleştirdik ve bu çiçekleri onlara hediye ettik." Medical Point Gaziantep Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Ümit Mutlu Tiryaki, hastane olarak her yıl Down Sendromlular günü etkinliklerine destek verdiklerini belirterek, her yıl Down Sendromlu bireylerin sosyal sorumluluk kapsamında rutin olarak Kardiyoloji, İç hastalıkları ve Kulak Burun Boğaz poliklinik muayenelerini gerçekleştirdiklerini belirtti. Dr. Ümit Mutlu Tiryaki Engelsiz Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirilen etkinlikte;  " Her yıl 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü olarak kutlanmaktadır. Bugün burada Down Sendromlu bireyler için birçok farkındalık etkinliği gerçekleştiriliyor. Biz de bu güzel insanlar için 100 tane çiçek getirdik. Bu yılın teması, hepimizin bildiği gibi ’Rengimiz belli olsun’. En güzel renkler çiçeklerde olduğu ve Down Sendromlu bireylerimiz de hayatı oluşturan en güzel renklerden olduğu için hastane olarak rengarenk çiçeklerimizle geldik. Down Sendromlu kardeşlerimizle çiçek dikip, gerçek dostların kromozom saymadığını belirten kartlarımızın yer aldığı bu çiçekleri onlara hediye edeceğiz" diye konuştu. Sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya devam edeceklerinin altını çizdi.

4 Yıldır Yemek Yiyemeyen Genç Kız Sağlığına Kavuştu Haber

4 Yıldır Yemek Yiyemeyen Genç Kız Sağlığına Kavuştu

Yaklaşık 4 yıldır mide ağrısına bağlı yemek yeme zorluğu yaşayan 15 yaşındaki Ceyda Süleymanoğlu, başta İstanbul, Ankara, Bursa ve yurt dışındaki hastaneler dahil olmak üzere birçok hastaneye gitmesine rağmen hastalığına teşhis konulamadı. Bu süreç içerisinde ileri derecede kilo kaybı yaşayan ve 52kilodan 32kiloya düşen 15 yaşındaki Ceyda, Medical Point Gaziantep Hastanesi’ne başvurdu. Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül ve Kalp Damar Cerrahisi Prof. Dr. Hikmet İyem ile tanıştı. Yapılan tetkikler ve muayeneler sonucu nadir bilinen çölyak arter bası sendromu hastalığına yakalandığını öğrendi. Acil olarak ameliyata alınan Ceyda, doktorların gerçekleştirdiği tedavi ve 4 saatlik operasyonun ardından sağlığına kavuştu. “Hastalığınızın peşinden gidin” Hastalık sürecinde büyük zorluklar yaşadığını söyleyen Ceyda Süleymanoğlu, herkesin hastalığının peşinden gitmesini ve pes etmemesi gerektiğini ifade etti. Ceyda Süleymanoğlu, “Çölyak damarı hastasıyım. Bu hastalığı 4 yıldır yaşıyorum. Yediğim her öğün sonrasında şiddetli karın ağrısı yaşıyordum. Bu nedenle yurt içi ve yurt dışındaki doktorlarla görüştük. Doktorların hepsi bağırsaklarıma yöneldi. Bana antibiyotikler ve mide koruyucu ilaçlar yazdılar ama hiçbir teşhis konulmadı. Medical Point Gaziantep Hastanesi’ne geldiğimde hocalarım bu durumu saptayarak ameliyatımı yaptılar. Ameliyat sonrasında hiç yaşamadığım bir duyguyu yaşadım. Karnım ilk defa ağrımadı. Artık 3 öğün yemek yiyebiliyorum. Şu an çok mutluyum. Hastalığım süresince 52 kilodan 32 kiloya kadar düştüm. Eğer bir hastalığınız varsa peşinden gidin illaki sonucunu alırsınız” dedi. “2 tane önemli ve nadir görülen hastalık saptadık” Hastaneye başvuran 15 yaşındaki Ceyda Süleymanoğlu’nda 2 tane önemli ve nadir görülen hastalık saptadıklarını belirten Kalp Damar Cerrahisi Prof. Dr. Hikmet İyem hastalığın teşhis edilme aşamasını anlattı. Prof. Dr. İyem,  “Hastamız 15 yaşında bir çocuk ve yemek yemekte güçlük çekme ve yemek sonrasında karın ağrısı ve bulantı şikayetleriyle başvurdu. Hastamızda 4 yıldır bulantı ve ileri derecede karın ağrısı oluyormuş. Bu nedenle İstanbul, Ankara, Bursa gibi birçok illere bu şikayet nedeniyle başvurmuş, birçok tetkik yapılmış ancak hastamıza kesin bir tanı konulamamış ve bu süreç içerisinde 20 kilo kayıp yaşayan hastamız buraya geldiğinde bu kadar sağlıklı değildi. 15 yaşında hasta olduğunu ve hastamızın 30 kilograma kadar indiğini öğrendim. Elimdeki tetkikleri incelediğimde kafamda bu hastalığa sebep olabilecek birkaç tanı gelmişti. Renkli filmini çektik ve bağırsakla ilgili bir sorun olduğunu da gördüğümüzde Genel Cerrahi hocamız Doç. Dr. Mesut Gül birlikte hastamızda 2 tane önemli ve nadir görülen hastalık saptadık. Bunlardan bir tanesi çölyak arter bası sendromuydu. Özellikle mide, bağırsak ve karaciğeri besleyen çölyak arterin bir kas tarafından baskıya uğradığını gördük. Dolayısıyla hasta yemek yediğinde mideye yeterince kan gitmediğinden hastanın hemen karın ağrısı ve bulantısı oluyordu ve yemek yiyemiyordu. 2. tanımız ise ince bağırsağın aorttan çıkan bir damarla aort arasında sıkıştığını gördük. Bu da yemeklerin o sıkışık olan yerden geçemediği için karın ağrısına neden olmaktaydı. Bir program yaptık ve hastamızı 4 saatlik bir ameliyata alarak çölyak artere titiz bir çalışma gerçekleştirdik.” İfadelerini kullandı. “Bizim kontrolümüzde daha da kilo alacağını düşünüyoruz” Hastanede yapılan başarılı ameliyat sonrasında karın ağrısının, bulantısının kesildiğini ve sağlıklı bir şekilde kilo almaya başladığını aktaran Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Mesut Gül, “İlk olarak hastanın tanısı konuldu. Daha sonra ameliyat esnasında süperior mezenterik arter sendromu dediğimiz yere on iki parmak bağırsağının genellikle son kısmının sıkışmasıyla birlikte yenilen yemeklerin aşağıya iletilememesi bulantı ve kusmaya sebep olan kısımların müdahale ettik. Darlık kısmı bypass ederek ince bağırsaklar ve mide arasında yeni bir yol oluşturduk. Sonrasında 3-4 gün dikişlerin iyileşmesini bekledik. Şu anda da rahatladı artık. Ceyda yemeğini yiyor. Çok az bile olsa kilo almaya başladı. Ceyda hastaneye geldiğinde çok kötü bir durumdaydı. Prof. Dr. Hikmet hocamız ameliyat öncesi hastaneye yatışını yaptı. Ceyda’yı ameliyata hazır hale getirdi. Ceyda şimdi iyi durumu daha da iyiye gidiyor. Ameliyata 32 kilogram olarak girmişti. Ameliyat sonrası 33,5 kilograma geldi. Bizim kontrolümüzde daha da kilo alacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Kızım 4 yıl sonra ilk kez yemek yemeye başladı” Kızı sağlığına kavuştuğu için mutlu olduğunu söyleyen Abdullah Süleymanoğlu, doktorlara teşekkür ederek “Kızımız 4 yıldır şiddetli karın ağrısı ve bulantı yaşıyordu. Değişik illerde hastanelerde 4 yıldır teşhis konulamadı. Doktorlar sindirim sistemini araştırıyordu ama Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde problemin damarda olduğunu saptadık. Ameliyattan önce sürekli hastanelerde damar yolu ile ve mamalarla beslenirken 4 yıl sonra sağlığına kavuşarak ilk kez yemek yemeye başladı. Doktorlarımıza teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

Medical Point’te Misafirlere Göz Tansiyonu Ölçümü Yapıldı. Haber

Medical Point’te Misafirlere Göz Tansiyonu Ölçümü Yapıldı.

Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde Glokom farkındalık standında hastalara broşürler dağıtıldı. Göz tansiyonları dikkatli bir şekilde ölçülen misafirlerin sorularını Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İrfan Ergen yanıtladı. Başhekim Yardımcısı Dr. Ümit Mutlu Tiryaki’nin de yer aldığı etkinlikte, göz tansiyonu normal seviyenin üstünde çıkan hastalar ayrıca muayene edildi. Kurulan stant hastaneye gelen misafirler tarafından yoğun ilgi gördü. Medical Point Gaziantep Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İrfan Ergen Dünya Glokom Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada ‘’ Glokom yada göz tansiyonu hastalığı; görme siniri etkileyen ve çoğunlukla belirti vermeyen, sinsi ama tedavi edilmediğinde körlüğe neden olan ciddi bir hastalıktır. Hastalık hem erkek, hem de kadınlarda görülür.  Toplumda sıklığı yaklaşık  %3 tür. Ancak sıklığı 40 yaş civarı artmaktadır ve 70 yaş civarı her 10 hastadan birinde görülür. Bu nedenle 40 yaş üstü hastalarda yıllık göz muayenesi önerilir. Ancak kişide  ilave bir göz hastalığı varsa veya ailede göz tansiyonu öyküsü varsa daha sık kontrol gerekir. Glokom bebek ve çocuklarda gözde sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve gözünü açamama ve gözde büyümeye neden olur. Erişkin hastalarda ise göz etrafında hafif ağrı, ışık etrafında hale, halkalanma ve kamaşma gibi şikayetlere neden olmaktadır. Glokom görme sinirinde geri dönüşü olmayan sinir harabiyeti yapar. Yani glokoma bağlı hasarlanmış görme liflerini tekrar canlandırmak mümkün değil. Bu nedenle hastalığın erken tanısı ve tedavisi için düzenli göz muayene çok önemlidir. Tam göz muayenesi sonrası göz tansiyonu ölçümü ardından görme alanı ve sinir lifi analizi ile hastalığın tam tanısı konulur. Tedavide çoğu zaman ilaç tedavi yeterli olmaktadır. Ancak ilaç tedavisinin yetersiz olduğu hastalarda cerrahi tedavi öneriyoruz. ’’dedi Medical Point Gaziantep Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Ümit Mutlu Tiryaki ise halk arasında “Göz Tansiyonu” olarak bilinen Glokom hastalığının, göz içi basıncının yükselmesiyle optik sinirin (görme siniri) görsel bilgileri beyne taşımak için gözü terk ettiği noktada oluşan hasara bağlı meydana geldiğini belirterek Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde bu tür etkinliklerle görme kaybına neden olabilen Glokom hastalığına dikkat çekmenin ve farkındalık oluşturmanın oldukça önemli olduğunu ifade etti.

Uzm. Dr. Çınkır, ‘’ Doktor Kontrolünde Oruç Tutmak Mümkün’’ Haber

Uzm. Dr. Çınkır, ‘’ Doktor Kontrolünde Oruç Tutmak Mümkün’’

Medical Point Gaziantep Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzm. Dr. Ümit Çınkır, oruç tutabilecek hastaların mutlaka sağlık kontrollerini yaptırmaları gerektiğini vurguladı. “Ramazan ayı hastalarımız açısından çok önemli” Ramazan ayında oruç tutabilmek için hastaların sağlık kontrollerini yaptırmaları gerektiğini söyleyen Dr. Çınkır, “Ramazan ayı hastalarımız açısından çok önemli. Çünkü bu dini vecibeyi, sosyal dayanışma ve huşu ortamını hastalarımız gerçekten yaşamak istiyorlar. Onları da anlayıp bu konuda yaklaşmak gerekli. Öncelikli olarak diyabet hastalarımız polikliniğe geldikleri zaman, fizik muayene laboratuvar sonuçlarını ve ilaçlarını gözden geçiriyoruz. Hastalarımızın kullandığı ilaçlar çok önemli. Beraberinde eşlik eden hastalık varsa böbrek, kalp ve insülin kullanımı gibi durumlar varsa hepsini gözden geçirip oruç tutup tutamayacağına o şekilde karar veriyoruz. Sadece hastamızın istemesi yeterli olmuyor. Oruç tutarken sağlığını tehlikeye atma durumu söz konusu olduğu için olaya böyle yaklaşmak gerekiyor. O yüzden tam bir fizik muayene gerekiyor” dedi. “İftarda ve sahurda su tüketimi çok önemli” Sahurda ve iftarda bol su tüketilmesi gerektiğini belirten Dr. Çınkır, “Sahurda ve iftarda tabii ki bu yenilenler önemli. Ama bizim için gerekli olan hastanın hipoglisemi yani kan şekerinin düşüklüğü ve böbreğin susuz kalma durumu önemli. Biz olaya doktorlar açısından bu şekilde yaklaşıyoruz. Hasta ciddi bir hipoglisemi atağı geçirecek olursa bu ani bir kalp krizine kadar götürebilir. Altta yatan böbrek hastalığı var ise böbrek yetmezliğine götürebilir. Tabii ki yemek konusunda öncelikli olarak karbonhidrat miktarı çok önemlidir. Ekmek tam buğday ekmeği olmalıdır ve 2 - 3 dilimi geçmemelidir. Örneğin reçel, bal ve pekmez gibi aniden şekeri yükselten gıdalardan kaçınılması gerekiyor. İftarda ve sahurda su tüketimi çok önemlidir. Bu açıdan dikkat edilmesi gereken konular bunlar” ifadelerini kullandı. “Hipoglisemi hastası bunu anlayabilir” Hastaların oruç tutarken yaşayacağı rahatsızlık durumuna karşı alınması gereken önlemler hakkında bilgi veren Dr. Çınkır, “Hipoglisemi geçiren hasta bunu anlayabilir. Hipoglisemi geçirdiğinde soğuk terleme, çarpıntı ve baş ağrısı gibi bir durum söz konusu olabilir. Bu yüzden de evde şeker ölçüm cihazının olması gerekiyor. Kan şekeri 70’in altındaysa maalesef ki orucunu bozması gerekiyor. Sarı renkli meyve suyu içmesi gerekiyor. Toplam 2 veya 3 litre su içilmesi gerekiyor. Çorba, ayran ve çay gibi sıvılarda tüketilebilir. Kafein ya da çayı çok tavsiye etmiyoruz. Çünkü o içecekler idrara çıkma durumunu arttırıyor. Vücutta sıvı dengesi sağlayamıyor. Biz öncelikle su olarak öneriyoruz. Ama çay da içeceklerse açık içmelerini tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu. “Oruç tutabilecek durumda da hastalarımız var” Bazı hastaların doktor kontrolünde oruç tutabileceklerini söyleyen Dr. Çınkır, “Özellikle insülin kullanan hastalar, Tip 1, koroner arter hastalığı olanlar ve böbrek hastalığı olanların oruç tutmaması gerekiyor. Ayrıca kan şekeri 300’ün üzerindeyse hemoglobin a1 c ( Üç aylık şeker ortalaması) düzeyi 8’in üzerinde hastaların oruç tutması uygun olmaz. Oruç tutabilecek durumda da hastalarımız var. Bunlardan oruç tutmak isteyenlere ani şeker düşmesi yapacak, böbrekleri susuz bırakacak ilaçlar kullanılıyorsa bunların değişikliğini yapıyoruz. Bu şekilde oruçlarını tutabilecek olan guruba oruç tutmalarını öneriyoruz. Ama oruç tutanlarda mutlaka sahurda ve iftarda su alımına dikkat etmeleri gerekiyor. Hızlı yemek yemeden kaçınmaları gerekiyor. Yemek sürelerini en az 30 dakikaya yaymaları gerekiyor. Öncelikli olarak mümkünse su ve beraberinde çorba ile başlamalarını öneriyoruz. Herkese sevdikleriyle birlikte, sağlıklı ve hayırlı bir Ramazan diliyorum” diye konuştu.

Göğüs Hastalıkları Uzmanından Liselilere Bilgilendirme Haber

Göğüs Hastalıkları Uzmanından Liselilere Bilgilendirme

Düzenlenen etkinlikte Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Çetin tarafından lise öğrencilerine sigara, elektronik sigaranın zararlarına ve bırakma yöntemlerine dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak için bilgilendirme etkinliği gerçekleştirildi. Dünyada her yıl 6 milyon insanın ölümüne yol neden olan ve son derece zararlı alışkanlıklardan biri olan sigara hakkında açıklamada bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Demet Çetin, sigara dumanında 7.000'den fazla kimyasal bulunduğuna ve bunların yüzlercesinin zehirli; 70'den fazlası ise doğrudan kanser yapıcı özellikte olduğunu belirtti: ‘’Sigara kullanımı akciğer kanseri başta olmak üzere pek çok kanser hastalığı ile doğrudan ilişkilidir. Sigara dumanından en hızlı ve en yoğun şekilde etkilenen organ şüphesiz ki akciğerlerdir. Solunan duman içerisinde bulunan zararlı kimyasallardan biri olan katran, akciğer dokusunda birikir ve zamanla dokularda harabiyete yol açar. Bunun sonucunda akciğer kapasitesi azalır, solunum yollarında daralma meydana gelir ve KOAH riski belirgin bir şekilde artar. Sigara kullanımı ve sigara dumanı maruziyeti kalp ve damar hastalıklarına yol açan önlenebilir faktörlerden biridir. Sigara içenlerde kalp krizi riski 10 kat artmaktadır. Sigara beyin hücrelerinin ölümüne neden olduğundan unutkanlığa ve zamanla Demans ya da Alzheimer gibi hastalıklara; inme, felç gibi hayati problemlere neden olabilmektedir. Sigara bırakmada öncelik farmakolojik tedavi yöntemleri ve psikolojik destektir. Özel Değer Koleji yöneticilerine teşekkür eder, öğrencilerimize başarılı ve sağlıklı bir yaşam dilerim.’’ diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.