Eylül 2025 ihracat verilerine dair Başkan Tuncay Yıldırım’ın açıklamasını hedef alan Karaca, söz konusu değerlendirmelerin başarı olarak gösterildiğini, ancak işçilerin hakları ve çalışma koşullarına dair ciddi problemlerin göz ardı edildiğini dile getirdi.

Gaziantep Ticaret Odası’nın açıklaması

Geçtiğimiz günlerde Gaziantep Eylül ayı ihracat verilerini açıklayan GTO Başkanı Tuncay Yıldırım, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Gaziantep, zorluklara rağmen üretimden ve ihracattan vazgeçmedi. Eylül ayında 883 milyon 453 bin dolar ihracatla geçen yılın aynı ayına göre %5,7 artış kaydettik ve Türkiye’nin en çok ihracat yapan 6. ili olmayı sürdürdük. Yılın son çeyreğine toplam 7,4 milyar dolarlık ihracatla giriyoruz. Bu başarı, alın teriyle çalışan sanayicimizin, girişimcimizin ve ihracatçımızın ortak emeğinin eseridir.”

Karaca: “Gaziantep'te ihracat geçen yıla göre artmış”

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, paylaşımı alıntılayıp sosyal medya aracılığıyla yetkilileri sert sözlerle eleştirdi.
Sevda Karaca, “Gaziantep'te sanayiciler "öldük, bittik, battık" diye ağlayıp acısını işçiden çıkarırken Ticaret Odasından itiraf gibi bir açıklama geldi. Gaziantep'te ihracat geçen yıla göre artmış! Biz anlatalım bu "başarı" hikayesinin arkasındaki gerçekleri.” sözleriyle tepki gösterdi.

“İşsizlik tehdit alt safhada”

Karaca, “Gaziantep'te sanayiciler öldük, bittik, battık diye ağlayıp acısını işçiden çıkarırken ticaret odasından itiraf gibi bir açıklama geldi.

Gaziantepliler’den Gazze’ye büyük destek
Gaziantepliler’den Gazze’ye büyük destek
İçeriği Görüntüle

Gaziantep Eylül 2025'te 883 milyon 453 bin dolar ihracat yapmış. Bu, geçen yılın aynı ayına göre %5.7 artış demek. Yani ihracat hacmi bir yıl öncesine göre yükselmiş. Yılın ilk 9 ayında Antep'in toplam ihracatı 7.4 milyar dolar olmuş. Yani ihracat artmış. Demek ki neymiş? Büyük balık küçük balığı yutarken ölüp bitenler var. Ama bir de %5.7 sevinenler var. Nasıl ki bu başarının kaymağını Antep'in büyük sermayesi yiyorsa, başarının övgüsü de yine büyük sermayenin hanesine yazılmış.

Sanayicimizin, girişimcimizin ve ihracatçımızın ortak emeği diyor ticaret odası. Ama bu başarının arkasındaki asıl güce Antep işçilerine reva gördüklerini anlatmıyorlar. Biz anlatalım bu başarı hikayesinin arkasındaki gerçekleri. Her geçen gün ağırlaşan sömürü, uzun mesailer, kölece çalışma, sefalet ücretleri, iş cinayetleri, meslek hastalıkları ve sendikalaşma hakkının gaspı. İşte sizin başarı hikayenizin özeti bu. Başpınarda 3 işçinin işi bir işçiye yaptırılıyor. İşsizlik tehdit alt safhada. Bir yandan sömürüye alabildiğini arttırmak için işçilerin tuvalet molalarından yemek sürelerine her insanın ihtiyaçları kısıtlanıyor. İşçiye düzgün bir yemek, temiz bir tuvalet, güvenli bir servis bile çok görülüyor. Başpınarda her gün bir fabrikada yemekten kurt ve pislik çıktığı bilgisi geliyor. İşçiye reva görülen soyunma odaları ve tuvaletler hayvan barınakları gibi. Servisler balık istifi. Ücretler kuşa döndü. O kuş kadar ücretler de sürekli gecikmeli yatırılıyor. Hiçbir şeye yetmediği gibi son 2 ayda %60 eridi gitti. İş güvenliği önlemleri zaten zayıftı. Şimdi hepten ölüm tuzağına döndü işletmeler. İş kazası geçireni bir geçmiş olsun demeden kapı önüne koyanlar, korkunç koşullara itiraz edeni de hiçbir hakkını vermeden işsiz bırakıyor. Hatta kara listelerle başka bir yerde iş bulmasını bile engelliyor.” ifadelerine yer verdi.

“Bttık diye ağlayan patronlar güle oynaya büyüyen ihracatla övünüyor”

Karaca ayrıca bu başarı hikâyesinin ardında başka gerçeklerin de bulunduğunu vurguladı.

“Başkanın başarı hikayesinin arkasında birileri daha var. Şubat ayında hak ettikleri zammı almak ve insanca çalışmak için mücadele eden işçilerin direnişlerini patronların bir parmak şıklatmasıyla yasaklayan Valilik, işçiler Şubat'tan sonra ne zaman hak arasa fabrikalara polis yığıp işçileri korkutan emniyet, kendisine oy veren işçinin çığlığını duymayıp Patronlarla kardeşlik yapan belediyeler de var bu başarının arkasında. Başkan onlara teşekkür etmeyi unutmuş. İşte durum bu işçi kardeşim. Sen en küçük hakkını istediğinde piyasa kötü, kriz var, öldük bittik diyenler senin kanın, senin canın, emeğinle büyürken sana artık kırıntıyı hatta bir teşekkürü bile çok görüyor. Yaşadıklarını unutma. Sana, çoluğuna, çocuğuna reva görülenleri sineye çekme. Neden hep sabır sana düşüyor da, zenginlik hep büyük patronlara düşüyor sorgula. Öldük, bittik, battık diye ağlayan patronlar güle oynaya büyüyen ihracatla övünüyorsa, Otur bir düşün, bütün bunlar neyin pahasına? Senin canın pahasına, ailenin geleceği pahasına. Aralık yaklaştığında, asgari ücret zammı zamanı geldiğinde bu ihracat rakamlarını unutturup yine ağlayacaklar. Daha fazla işi çıkarıp, daha fazla ücretsiz izin dayatacaklar. Kanma, emek senin, hak senin. Tek eksiğin, birliğin.” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi