Sağlık Bakanlığı tarafından 81 ilde başlatılan boy, kilo ve vücut kitle indeksi (VKİ) ölçüm programı Gaziantep’te de uygulamaya geçirildi. Program kapsamında Nizip ilçesinde kurulan sağlık standında vatandaşlara ölçüm yapılarak sağlık farkındalığı oluşturulmaya çalışıldı. Etkinlik, Gaziantep İl Sağlık Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirildi.
Gaziantep’in farklı ilçelerinde kurulan stantlarda vatandaşlara sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve düzenli sağlık kontrolleri hakkında bilgilendirme yapılıyor. VKİ değeri yüksek çıkan vatandaşlar, Sağlıklı Hayat Merkezleri ve Sağlıklı Beslenme ve Obezite Danışma Birimlerine yönlendirilerek detaylı analiz ve ücretsiz diyet desteği alabilecekleri açıklandı.
Gaziantep-Kilis Tabip Odası Birliği Başkanı Kazım Doğan Eroğulları, programın uygulanma biçimini eleştirerek, bunun bir sağlık çalışmasından çok, algıya dönük bir kampanya olduğunu dile getirdi:
“Zaten sistemde yüklüler”
“Sağlık Bakanlığı, boy-kilo ölçümü yaparak kamuya açık alanlarda obezite tespit ettiği kişileri Obezite Merkezleri’ne, Sağlıklı Yaşam Merkezleri’ne yönlendirme yaptıkları bir uygulamayla karşılaştık. Şimdi öncelikle birkaç şeyden bahsetmek gerekiyor. Sağlık Bakanlığı’nın obeziteyle mücadele etmesi, tabii ki biz hekimlerin de yine mutlaka yapması gerektiği bir ödev. Ancak burada şöyle bir durum var ; Zaten aile hekimleri yaklaşık 20 milyona yakın tarama yaparak insanların boy ve kilolarını Sağlık Bakanlığı sistemine yükledi.
Hasta mahremiyetine özen gösterilmiyor
Yani burada, kamuoyuna yönelik kamuya açık alanlarda insanların boylarının, kilolarının tartılması sadece bir algıya yönelik bir durum. Çünkü zaten bu bilgiler aile hekimleri tarafından takipler yapılarak Sağlık Bakanlığı sistemine yükleniyor ve orada görülüyor. Ayrıca obeziteyle mücadele böyle olmaz. Yani birincisi, insanın mahremiyetine özen göstermeden, kamuya açık alanda, onu ötekileştirerek, psikolojik olarak etkileyecek biçimde kilolarının ölçülmesi, zaten hekimlik aklıyla bağdaşan bir şey değil.
“Yaptıkları uygulama için yeterli sağlık personeli yok”
Yani obeziteyle mücadele, bilimsel temelde, birinci basamak sağlık çalışanlarının çalışmalarıyla olur ki bunu, dediğim gibi, aile sağlığı merkezleri zaten yapıyor. Şimdi işin bir kısmı bu: Mahremiyetin ve insanların gururunu incitici bir şekilde, kamuya açık alanlarda tartıp, “Sen işte şişmansın, hadi şuraya gideceksin,” diye bir şey değil. Zaten böyle bir mücadelenin olmayacağını, aslında bunun bir ciddiyet değil, algıya yönelik bir kampanya olduğunu gösteriyor.
Bunun yanında zaten, hani yönlendireceğiz dedikleri Sağlıklı Yaşam Merkezleri’nde, ülkedeki bu sorunu karşılayacak yeterli sayıda kamuda çalışan diyetisyen yok. Yani o kadar yetersiz sayıdaki diyetisyenle, bu kadar insanı sokaktan toplayarak, işte sokaklarda ölçümler yaparak merkezlere yönlendirmeye çalışmanın bir karşılığı da yok. Yani sağlık sisteminde bunun bir karşılığı da, dediğim gibi, hem hasta mahremiyeti açısından hem hastaların toplu yaşanılan yerlerde, kamuya açık alanların içinde tartılması da ayrı bir şey. Bilimsellikten uzak bir durum.
Obezite düzensiz beslenmeden oluşur
Ve bana göre, dediğim gibi, birinci basamak zaten yapıyor. Kaldı ki şöyle bir şey var: Obezite, aslında düzensiz bir beslenme sonucu oluşan bir durum. Biz daha önceden yaptığımız çalışmada bunu gördük. Bakanlık illa bir ölçüm yapacaksa, özellikle deprem bölgesinde, özellikle bu ekonomik kriz sonrasında oluşan gıdaya erişememe, gıdaya erişim sorunu üzerinden bodurluk gözlenen, beslenme yetersizliği gözlenen çocukların boyunu, kilosunu ölçsünler.
Yetersiz gıda, obeziteye zemin hazırlıyor
Yani burada eğer yapılmak istenen, toplumdaki bu beslenme bozukluğu ile mücadele ise, buna çocukluk yaşından başlamak gerekiyor. Bilimsel şeyler bunu söylüyor. Yani çocukluk yaş döneminde, gıdaya erişimde şu anda çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Ekonomik krizle birlikte insanların hayvansal gıdaya ve normal, kendisi için büyüme ve gelişmesi için yeterli gıdaya ulaşamadığı için karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme. Zaten bu düzensiz beslenme de gelişim sorunlarına yol açıyor. Zayıflık, boy kısalığı gibi bunların önlenmesi için doğru beslenme gerekiyor.
Akıldan ve bilimden uzak bir çalışma
Bakanlık eğer samimiyse, bunu bizlerle oturup konuşur. Bu şekilde, birlikte beslenme bozukluklarıyla ilgili birlikte bir çalışma yapabiliriz. Ama maalesef her zamanki gibi, olayın çözümüne yönelik değil de toplumun algısına yönelik işler yapmaya çalışıyorlar. Ve bunu şu an oldukça akıldan ve bilimden uzak bir şekilde yapıyorlar.
Halk sağlığı değil, gösteriş
Yani bu anlamda birçok vatandaştan da, hani anlam veremeyip soranlar oluyor. “Şimdi açık alanda bizlerin kilosunu, işte sanki suçluymuş gibi, bir yere yönlendirecekler. Bizim psikolojimizi hiç mi düşünmüyorlar?” Biz zaten hem evimizde hem aile sağlığı merkezlerinde tartılıyoruz. Diyetisyenlerle iletişime geçmeye çalışıyoruz. Aile hekimimiz de bizle birlikte bunun nasıl yapılacağını, kan tahlillerine hareketle, sedanter yaşamın karşılığında ne yapılabilir, yaşam tarzı değişikliği vesaire, bunları zaten yapıyoruz.“Bu nereden çıktı?” diye soran birçok hastalarımız oldu. Duruma bir anlam veremiyorlar. Yani Sağlık Bakanlığı, her zamanki gibi halkın sağlığını düşünmek, halkın sağlığını iyileştirmek yerine, halkın sağlığını bozacak, halkın psikolojisini bozacak göstermelik işlerle uğraşıyor.”