KESK üyeleri 18 Haziran Çarşamba günü İl Sağlık Müdürlüğü önünde gerçekleştirdiği açıklamayla, 2026-2027 yıllarını kapsayacak olan 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci öncesinde ciddi uyarılarda bulundu. KESK yöneticileri, “Emeğin hakları pazarlık konusu olamaz. Bu anlaşma masası değil, dayatma masasıdır” diyerek kamuoyuna seslendi.
“Masada tek yetkili olmaz”
KESK sözcüleri, toplu sözleşme düzeninin emekçiler için bir kayıp süreci olduğunu vurgulayarak, grev hakkının olmadığı bir sistemde gerçek anlamda toplu pazarlığın mümkün olamayacağını ifade ettiler. Sendika yetkilileri, hükümetin “sendikamız” dediği yapıların iktidarın gölgesinde hareket ettiğini, masanın tek yetkili tarafının ise milyonlarca kamu emekçisini temsil etmediğini dile getirdi.
“Masa bermuda şeytan üçgenine döndü”
Açıklamada, mevcut toplu sözleşme sisteminin; iktidar, yandaş sendika ve hakem kurulundan oluşan bir “Bermuda Şeytan Üçgeni”ne dönüştüğü belirtildi.
Özellikle maaşların sefalet düzeyine indirildiği, emeklilik haklarının budandığı ve kamu çalışanlarının büyük çoğunluğunun güvencesiz istihdama mahkûm edildiği gerçeğinin altı çizildi. Açıklamada, “Bugün ortalama kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının yarısına kadar gerilemiş, emekliler açlık sınırının altına itilmiştir” denildi.
“İş yerlerine TİS masaları kurulacak”
KESK, tüm Türkiye’de eş zamanlı olarak işyerlerinde toplu sözleşme masaları kuracaklarını ve kamu emekçilerinin taleplerini doğrudan sahadan toplayacaklarını duyurdu. Ayrıca hazırlanan talepler Temmuz ortasında kamuoyu ile paylaşılacak. Kadın kamu emekçilerinin talepleri de ayrıca bir başlık altında ele alınacak.
“Karanlık tablodan çıkış birlikte mücadele ile olacak”
KESK'in basın açıklamasında, kamu emekçilerine yönelik adaletsiz vergi sistemi, kadrosuzluk, mülakat gibi yapısal sorunlara da dikkat çekilerek “Bütün konfederasyonları, ayrım yapmadan, insanca yaşamaya yetecek ücret, güvenceli istihdam, demokratik çalışma yaşamı ve grev hakkı için omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz” denildi.
KESK sözcüleri, yaşanan tüm ekonomik ve sosyal sorunların çözümünün, emekçilerin birleşik mücadelesinden geçtiğini vurguladılar.