Bir kişinin bilişsel yeteneklerinin toplum ortalamasının çok üzerinde olmasını tanımlayan “üstün zekâ”, genellikle IQ testlerinde 130 ve üzeri puan alan bireyler için kullanılıyor. Ancak uzmanlar, üstün zekânın yalnızca IQ ile ölçülemeyeceğini, sorun çözme ve yaratıcılık yeteneklerinin de bu kavramı tanımlamada önemli rol oynadığını belirtiyor.

Araştırmalar, üstün zekâlı bireylerin yaratıcı düşünme yeteneklerinin, beynin işleyiş hızıyla bağlantılı olabileceğini ortaya koyuyor. Üstün zekâlı bireylerin beyin nöronları arasında daha güçlü iletişim kurması, bilgiyi daha hızlı analiz etmelerine olanak sağlıyor.

ABD’li psikologlar, üstün zekâlı çocukların erken dil gelişiminde belirgin bir hız ve zengin kelime dağarcığı sergilediklerini belirtiyor. Bu bireyler, yeni kelimeleri ve dil yapılarını daha hızlı öğrenip uygulayabiliyor ve genellikle uzun süreli bir bellek kapasitesine sahip oluyorlar. Üstün zekâlı bireyler, derinlemesine bilgi edinme ve uzun süreli odaklanma eğilimleri sayesinde başarıya ulaşabiliyor. Nörobilim araştırmaları, bu kişilerin problem çözme ve soyut düşünme süreçlerinde beynin belirli bölgelerinde daha fazla aktivite gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu durum, karmaşık sorunları diğer insanlara kıyasla daha verimli çözmelerine yardımcı oluyor.

Papatya Suyu ile Saç Açılır mı?
Papatya Suyu ile Saç Açılır mı?
İçeriği Görüntüle

Öte yandan, üstün zekâlı bireylerin duygusal zekâları da yüksek olabiliyor ve çevrelerindeki duygusal ipuçlarına karşı daha hassas olabiliyorlar. Ancak bu yoğun duygusal farkındalık, bazı kişilerde sosyal uyumsuzluk sorunlarına yol açabiliyor. Üstün zekâlı kişiler, çoğunlukla entellektüel düzeyleri eşit arkadaşlar veya gruplarla daha rahat iletişim kuruyor.

Uzmanlar, üstün zekâlı bireylerin kalabalık ortamlarda farklı hissetme ve sosyal ilişkilerde zorluk yaşama eğiliminde olduklarını da vurguluyor. Bu nedenle, bazı davranış ve zorluklar yalnızca “zekâ” ile açıklanamayabiliyor; çevresel ve sosyal faktörler de büyük rol oynuyor.

Kaynak: Haber Merkezi