Gaziantep’in Nizip ilçesinde yer alan Zeugma Antik Kenti, tarih meraklılarının ilgisini çeken ve sıkça yanlış biçimde bir tanrı adıyla anılan bir yer. Oysa Zeugma, M.Ö. 300’lü yıllarda Büyük İskender’in generallerinden Selevkos Nikator tarafından Fırat Nehri kıyısında stratejik bir geçiş noktası olarak kurulmuş bir antik kent. Yunanca’da “köprü, geçit” anlamına gelen Zeugma, adını da buradaki konumundan alıyor.
Roma döneminde büyük bir gelişim gösteren kent, günümüzde özellikle mozaikleriyle adından söz ettiriyor. 2000 yılında Belkıs/Zeugma Mezarlıküstü mevkiinde yapılan kurtarma kazısında, Roma villasının havuzlu koridorunda gün ışığına çıkarılan mozaikler, antik dönemin mitolojik zenginliğini gözler önüne serdi.
Bu mozaiklerde Fırat Nehri’nin tanrısı Euphrates, bir divan üzerinde yatarken betimlenmiş. Dirseğinin altındaki testiden Fırat akıyor, suyla buluşan topraktan yeşillikler fışkırıyor. Sol elinde bir dal tutan tanrının gövdesi çıplak, ayak ucunda ise bir ağaç yer alıyor. Mozaik, Roma villasında bulunan iki sığ havuzun birinde, diğer Fırat tanrılarıyla birlikte sergileniyor.
Efsaneye göre Euphrates’in Aksurtas adında bir oğlu vardı. Bir gün Euphrates, oğlunu yabancı bir erkek sanarak öldürdü. Hatayı fark eden tanrı, kendisini Medos Irmağı’na atarak intihar etti ve o günden sonra Medos Irmağı, bugünkü adıyla Fırat Nehri olarak anılmaya başlandı.
Uzmanlar, Zeugma’nın bir tanrı olmadığını vurgularken, mozaiklerin antik dünyanın mitolojik ve kültürel zenginliğini günümüze taşıması bakımından benzersiz bir kültürel miras oluşturduğunu belirtiyor. Zeugma hem tarih hem de mitoloji meraklıları için eşsiz bir keşif noktası olmaya devam ediyor.