Gaziantep’in en köklü zanaat merkezlerinden olan Tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda, el yapımı deri çantaların üretimi her geçen gün azalırken, Tahir Demirci ve oğlu bu kaybolmaya yüz tutmuş sanatı yaşatmaya devam ediyor.Demirci ile yaptığımız röportajda bu el emeği göz nuru çantaların bin bir zahmetle üretilen ince işçiliklerinin ayrıntılarını sorduk.
Bir zanaatin son nefesi
Dükkanlarında tamamen el emeği ile üretilen çantalar, kök boyası, doğal deri ve özel tasarımlarıyla dikkat çekiyor.Demirci, “Bu sanat üniversitelerde gösterilen bir derstir. Herkesin yapabileceği bir iş değil. Oyma, dikiş, boyama hepsi bizim elimizden geçiyor. Her çanta kişiye özel, başka bir benzeri yok” diyerek üretimin zorluklarını ve değerini vurguladı.
Bir çantaya bir gün
Her bir çanta en az bir günlük emeğin ürünü. Önce deri kesiliyor, sonra elde dikiliyor, kök boyasıyla renklendiriliyor ve aksesuarları ekleniyor. Tamamen el yapımı olması nedeniyle fiyatlar 1.500 TL’ye kadar çıkabiliyor. Ancak Demirci bu fiyatların yüksek olmadığını savundu:
“Avrupa’da yada diğer şehirlerde bu kalitede el işi bir çantayı bu fiyata bulamazsınız. Ama biz burada sadece günlük geçimimizi çıkarıyoruz. Kültürlü ve bu işin kıymetini bilen birkaç kişi dışında rağbet yok.”
Badem yağıyla korunan bir miras
El yapımı çantaların en önemli farkı, kalıcılığı. Doğru bakım yapıldığında bu çantaların onlarca yıl dayanabileceğini söyleyen Demirci, bakım önerilerini de paylaşıtı:
“Bunlar öyle ıslak mendille alkollü sularla silinmez. En iyisi badem yağı. Hem parlatır hem korur. Altı ayda bir senede hatta iki senede bir el ile sürsen yeter.Ama el ile süreceksin pamukla bezle değil,birde direk dökmeyeceksin orijinal deri içine çeker. Bizim 1978’den kalan çantamız hâlâ ilk günkü gibi. Bu bir mirastır, bizde yani Gaziantep dilinde ‘teberik’ derler.Teberik nesilden nesile aktarılan mirasın adıdır”dedi.
Bir sanat yok oluyor, çırak yetişmiyor
Deri çanta yapımı gibi geleneksel zanaatların en büyük sorunu ise çırak yetişmemesi. Demirci, “Ben ve oğlum kaldık sadece. Kurslar açılıyor ama sürdürülebilir değil. Devlet bazı destekler veriyor ama yeterli değil” dedi. Zanaatın unutulmaması için kültürel politikaların daha güçlü olması gerektiğini vurguladı.
Teberikler özenle saklanır modası geçmez
Tahir Demirci’nin çantaları sadece bir moda unsuru değil; bir kültürel miras. “Bizim dedelerimizden kalan çantalar hâlâ duruyor. Biz de bugün yaptığımız çantaların torunlara kalmasını istiyoruz” diyerek el emeği işçiliğin değerini herkese hatırlattı.