Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde işçilerin Kod-29 ile işten çıkarıldığına dair iddialar artıyor. Geçtiğimiz hafta 4. Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan bir halı fabrikasında 17 işçinin Kod-19 ile işten çıkarıldığı öğrenildi. İşçilerin Kod-29 ile işten atılmasının ardından fabrika önünde bir protesto düzenlendi. Basın açıklamasına DİSK Merkez Yönetin Kurulu Üyesi Seyit Aslan, DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, DİSK Gaziantep Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, TÜRK-İş Gaziantep İl Temsilcisi Mehmet Akif Sarıca ve sendika üyesi işçiler katıldı.
Basın açıklamasında bulunan DİSK Tekstil İşçileri Sendikası Gaziantep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, “İki hafta önce yine Başpınar OSB'deydik. 3. Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Güven Boya İplik fabrikası önünde, sendikalı oldukları için, yani Anayasada ve yasalarda yer alan haklarını kullandıkları için Kod 29'la işten atılan işçi arkadaşlarımız için açıklama yapmıştık. Şimdi de 4.Organizede bulunan, Festival Halı markasıyla da bilinen Yasin Kaplan Halı fabrikası önündeyiz. Yine kod 29'la tazminatsız işten atılan işçiler. Yine, yasal ve demokratik haklarını kullandıkları için, zam istedikleri için, arkadaşlarının haksız yere tazminatsız işten atılmasına karşı çıktıkları için işten atılan 16 işçi.”
“İŞÇİLERİN YASAL HAKLARI GASP EDİLİYOR”
“Patronların suç cenneti olan Başpınar OSB'de hemen her gün bir fabrikada bu tablo yaşanıyor. Pazar mesaisine, 12 ve 16 saatlik fazla mesailere kalmak istemeyen, düşük ücrete karşı çıkan, keyfi cezalara ve tutulan tutanaklara boyun eğmeyen, işyerinde her hangi bir haksızlığa, baskıya, hakarete, insanlık dışı çalışma koşullarına itiraz eden, hak arayan her işçi; Kod29'la, yani iş kanununun 25/2 maddesinde yer alan ‘iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranış’ gerekçesiyle şten atılma ya da ücretsiz izne gönderilerek açlığa mahkum edilme tehdidi ile karşı karşıya. Yani, işçilerin yasal haklarını gasp etmek, onları fazla mesaiye ve tatil günlerinde bile çalışmaya zorlamak, düşük ücretle kölelik koşullarında çalıştırmak ahlak kurallarına aykırı değil, ama bunlara itiraz etmek ahlak kurallarına aykırı. Salgın koşullarında işçilerin hayatını ve sağlığını hiçe saymak, covid vakalarına rağmen ve sokağa çıkma yasaklarında bile işçileri çalışmaya zorlamak, binlerce insanın öldüğü, insanların can derdine düştüğü pandemi gibi bir felaketi bile fırsata çevirerek işçiler üzerindeki baskı ve sömürüyü arttırmak, haklarını gasp etmek patronlar için gayet ahlaklı ve erdemli, ama işçilerin daha insanca çalışma koşulları ve insanca bir yaşam için örgütlenmesi, sendikalaşma hakkını kullanıp mücadele etmesi ahlaksızlık gerekçesi.”
“İŞTEN ÇIKARMA YASAĞI İŞTEN ATMA ÖZGÜRLÜĞÜNE DÖNÜŞTÜ”
“Pandeminin başlarında, iş yasasına eklenen geçici bir maddeyle sözde yasaklanan işten atma yasağında 25/2 madde, yani Kod 29 olarak bilinen “iyi niyet ve ahlak kurallarına aykırı davranış’ gerekçesiyle işten atılmayı düzenleyen madde kapsam dışı bırakıldı. Güya, pandemi döneminde işçiler işsiz kalmasın diye getirilen işte atma yasağı, patronlar için işçileri tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüştü. İlk başlarda, yani düzenlemenin içeriği ve uygulamadaki sonuçları henüz görülmeden önce, gerçekten işten atmanın yasaklandığını düşünen işçiler bu düzenlemeyi olumlu karşıladılar. Ama sözde işten atma yasağı olan bu düzenlemenin aslında işten atmayı değil, işçilerin tazminatlarını alarak ve işsizlik ödeneğinden yararlanarak işten atılmasını yasakladığını gördüler.
Başpınar OSB için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, işten atma yasağı yokken bu kadar çok işçi atılmıyordu. Üstelik, yasaktan önce işten atılan işçilerin çoğu en azından tazminatlarını alabiliyor ve işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyorlardı. Ama şimdi yıllardır çalıştıkları işyerlerinden hem tazminatsız atılıyorlar, hem işsizlik ödeneği bile alamadan açlığa mahkum ediliyorlar, hem de üstüne bir de yüz kızartıcı bir suç işlemişçesine ahlaksızlıkla suçlanarak, iftiraya uğrayarak ve bu sicillerine işlemiş olarak sokağa atılıyorlar. Yine pandemi döneminde hükümetin patronlara kıyak yaparak getirdiği bir düzenleme de ücretsiz izin düzenlemesi. Başpınar OSB’de pandemi süreci boyunca binlerce işçi, İş-Kur’dan aldıkları günlük 40 lira gibi bir ücretle açlığa mahkum edildi. Ücretsiz izin uygulaması, pek çok işyerinde, bir haksızlığa itirtaz eden ve hak arayan işçileri cezalandırma ve fiilen işten atma yöntemine dönüştü.
İşte Antep Organize Sanayi bölgesinde işçiler bunları yaşarken, pandemiyi bile fırsata çeviren Antepli patronların ihracat rekorlarının ve o çok övülen başarı hikayelerinin ardında bu vahşi sömürü koşulları ve bu haksızlıklar var. Yasin Kaplan Halı Fabrikasında çalışan ve Cuma günü işten atılan 16 işçi arkadaşımızın suçu, daha önce iki işçi arkadaşlarının haksız yere tazminatsız işten atılmasına tepki göstermek, açıklanan düşük zam oranına itiraz edip, insanca yaşamaya yetecek bir zam talep etmek ve bunlar için fabrika yönetimiyle toplantı yaparak taleplerini ve şikayetlerini dile getirmek.”
“TAZMİNATSIZ İŞTEN ÇIKARILDILAR”
“Zammın açıklandığı gün fabrika yöneticileriyle bütün işçilerin katıldığı toplantılar yapılıyor ve bu yüzden o gün fabrikada üretim düşüyor. Ama fabrika yönetimi ve işveren işçileri üretimi yavaşlatmakla suçluyor ve yasadışı bir şekilde üç gün boyunca fabnrika içinde bir mahkeme kuruluyor. Adeta sıkıyönetim mahkemeleri gibi, işçiler tek tek çağrılarak, müdür ve şeflerden oluşan en az 8-10 kişilik fabrika yönetimi tarafından saatler boyunca sorguya çekildiler. Bu suçtur. Ve ardından, 7 yıldır, 10 yıldır, 15 yıldır bu işyerinde çalışan işçiler kod 29’la, tazminatsız işten atıldılar. Yasin Kaplan işvereni ve fabrikanın insan kaynakları müdürü Nezmin Geyik, fabrikayı esir kampı ya da hapishane, işçileri ise esir ya da mahkum gibi görüyor olmalılar. Fabrika içinde sorgu odası ve mahkeme kuracak ve yine yasa dışı bir şekilde işçilerin üstünü arayıp, telefonlarını ve içindeki mesajları vb özel kişisel bilgilerini inceleme girişiminde bulunacak kadar pervasız olabiliyorlar. İşçilere böyle esir ve köle muamelesi yaparken o kadar rahatlar, işçilere karşı o kadar saygısızlar ki, çünkü onların gözünde işçiler insan değil, onların gözünde işçilerin yasal haklarının ve yasaların hiç bir değeri yok, çünkü bu ülkeyi ve bu kenti yönetenlerin, yetkililerin işledikleri bu suçlara göz yumacaklarından eminler, çünkü bu ülkede ve bu şehirde işçilere karşı her türlü suçu işleme özgürlükleri var.”
“MÜCADELE EDECEĞİZ”
“Çünkü sanıyorlar ki, işçilerin emeğini, haklarını bu kadar kolay gasp edip, ekmeklerini elinden alıp, bir de üstüne onları aşağılayıp, onurlarını kırarak, iftira atarak sokağa atacaklar ve bu da yanlarına kar kalacak. Ve bu işçiler bunun hesabını sormayacak. Ama yanlıyorsunuz. Bu yaptıklarınızın, bu kadar işçinin ekmeğiyle oynamanın ve işlediğiniz bu suçların hesabını vereceksiniz. Bu fabrikada işçilere karşı işlenen bütün suçlar ve bütün hukuksuz uygulamalar için yasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Ama adaleti sadece dava açarak, mahkeme sonuçlarını bekleyerek aramayacağız. Demokratik ve meşru mücadele hakkımızı da sonuna kadar kullanacağız. Bu işyerindeki kölelik koşulları ve işçilere yapılan haksızlıklar son bulana kadar ve bu arkadaşlarımız tekrar işe alınıncaya kadar bu fabrikanın önünden ayrılmayacağız. Sonuna kadar direneceğiz. Direne direne kazanacağız.
Buradan, aynı haksızlıkları yaşayan bütün Organize işçilerine sesleniyoruz. Yasin Kaplan Halı önünde bugünden itibaren direnişe başlayan işçilere destek olma ve dayanışma çağrısı yapıyoruz. Başpınar’da bu kölelik düzenine ve kod 29 zulmüne dur demek için sendikamız çatısında birlik olmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ