Küresel piyasalarda ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı yeni gümrük tarifeleri, Çin-ABD ilişkilerindeki gerginlik ve jeopolitik belirsizliklerle endekslerde sert hareketler yaşanmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta ABD borsalarında perşembe ve cuma günleri sert düşüşler görülürken, yeni haftaya da Asya piyasaları ve ABD vadelilerinde negatif seyirle başlandı. Bu düşüşlerin ardından artan VİOP teminat tamamlama çağrıları, kısa vadede endeksler üzerinde baskının sürebileceğine işaret ediyor.
Güvenli liman arayışıyla yatırımcılar ABD tahvillerine yönelirken, 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 4,8 seviyesinden yüzde 3,9’a kadar geriledi. Aynı dönemde ons altın fiyatı aylık bazda yüzde 4, son bir yılda ise yüzde 32 artış gösterdi.
RBC Capital Markets, Goldman Sachs, Barclays, Yardeni Research ve Evercore ISI gibi büyük finans kuruluşları, Trump’ın tarifeleri sonrası S&P 500 yıl sonu hedeflerini aşağı yönlü yeniledi. Bu durum, Fed’in faiz indirimlerine yeniden başlayabileceği beklentisini güçlendirirken, altına yönelik talebi artırdı.
Altın fonlarına olan ilgi de bu paralelde yükseldi. Son üç ayda altın fonlarının portföy büyüklüğü yüzde 25 artarak 159 milyar TL’ye ulaşırken, yatırımcı sayısı yüzde 7 yükseldi. Altın fonlarındaki yüzde 15 stopaja rağmen artan talep, güvenli liman arayışının sürdüğünü gösterdi.
Gram altın fiyatı son bir ayda yüzde 7,5 artarken, Altın Sertifikası (ALTIN.S1) yüzde 16 yükseliş kaydetti.Kurumların altın tahminleri yükseldi
Dünya Altın Konseyi’ne göre, 2024 yılında toplam altın arzı yüzde 1 artışla 4.974 tona ulaştı. Konsey, 2025 için ons altın hedefini 2.900–3.000 dolar aralığında korurken, büyük yatırım bankaları tahminlerini yukarı yönlü yeniledi.
Goldman Sachs: 2025 yıl sonu tahminini 3.300 dolar
Bank of America: 2025 için 3.063 dolar, 2026 için 3.350 dolar
HSBC: 2025 için 3.015 dolar
Güncel olarak ons altın 3.010 dolar seviyesinden işlem görüyor. Bu da kurumların ortalama beklentisine göre yıl sonuna kadar yaklaşık yüzde 3 ek getiri potansiyeline işaret ediyor.
Yurt içinde faizler yeniden cazibe haline geliyor
Yurt içinde artan kur ve yükselen enflasyon beklentileriyle faiz oranlarında yukarı yönlü hareket devam ediyor. TCMB verilerine göre, bankaların mevduat faizleri mart ayı itibarıyla yüzde 45 seviyelerine yükselmiş durumda.
Kur şokunun ardından TCMB’nin yıl içindeki faiz indirim olasılığının azalması, mevduat faizlerini daha cazip hale getiriyor. Türk Lirası gecelik referans faiz oranı da mart sonrası yüzde 42 seviyelerinden yüzde 46’ya çıktı.
Piyasa katılımcıları anketine göre 12 ay sonrası enflasyon beklentisi yüzde 24,55 seviyesinde olsa da kur artışı sonrası beklentilerde yukarı yönlü güncellemeler bekleniyor.
Altın mı, Mevduat mı?
Yatırımcı açısından 2025 yılı için iki güçlü alternatif öne çıkıyor: altın ve mevduat.
Mevduat faizleri yüzde 45 seviyelerine ulaşırken, yıllık enflasyon beklentisinin yüzde 25 civarında oluşması durumunda mevduatın reel getirisi yüzde 16 olarak hesaplanıyor. Buna karşılık, kurumların ortalama ons altın beklentileri doğrultusunda gram altının yıl sonuna kadar yüzde 14,8 getiri potansiyeli bulunuyor.
Trump’ın gümrük vergileri sonrasında Fed’in 2025’te beş faiz indirimi yapması beklenirken, bu durum altın için destekleyici bir faktör olarak öne çıkıyor. Jeopolitik risklerin artışı da altının “güvenli liman” pozisyonunu güçlendiriyor.
Yine de mevduatın yüksek reel getiri avantajı, altına göre daha cazip bir tablo oluşturuyor.
Para piyasası fonlarına ilgi yeniden artabilir
Tahvil faizlerindeki yükseliş nedeniyle geçtiğimiz dönemde getirisi zayıflayan para piyasası fonları, yeniden ilgi görmeye başladı. TCMB’nin gecelik faiz oranını yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya çıkarması, bu fonların nominal getirisini aylık yüzde 3,5’in üzerinde tutuyor.
Tahvil faizlerinin belli bir seviyede dengelenmesi ve yatırımcıların güvenli liman talebi, para piyasası fonlarını önümüzdeki dönemde yeniden öne çıkarabilir.
Sonuç olarak, küresel piyasalarda jeopolitik riskler ve Trump tarifeleri altını güçlendirirken, yurt içinde yüksek faiz politikası mevduatın cazibesini artırıyor. 2025 yılı yatırım tercihleri açısından “altın mı, mevduat mı” sorusu, yatırımcıların risk iştahına göre değişmeye devam edecek gibi görünüyor.