Her 25 Aralıkta Gaziantep’in kurtuluşuyla ilgili bir yazı yazmak isterim. Kimi zaman nasip olmaz.
25 Aralıklar benim için hem sevinçli hem hüzünlüdür. Bu gün kentimin kurtuluşunu simgelediğinden sevinirim ama öte yandan da ülkemin kurtuluşunda büyük emeği olan İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’nün yaşamını yitirdiği gün olduğu için de kederlenirim.
Bu yıl 25 Aralık günününde sözü, bizlere Gaziantep’i adım adım gezdiren Sevgili Yılmazer‘e vereceğim:
“Gaziantep savunması, yürekleri yurt sevgisi ile dopdolu bir avuç Anteplinin inanılmazı efsaneleştirmeleridir.
Alın teriyle ıslanmış, umutla yeşertilmiş toprağını,düşmana vermemek için canını feda eden kahramanların destanıdır.
Bombardıman altında inim inim inlerken dahi “Vatanım” diyebilen bir avuç insanın hikâyesidir.
Hürriyete inanan, kendi kaderine terk edildiğini, çaresizliğini, yalnızlığını bildiği halde,kader arkadaşları ile dayanışmanın,kenetlenmenin en güzel örneğini sergileyen kahramanların öyküsüdür.
Akıllara durgunluk veren bir özveri ile düşmanını bile kendisine hayran bırakan, onurlu ve gururlu bir milletin zaferidir.
Gözlerinin önünde süngülenen yavrusunun çığlıkları yüzünden top,tüfek sesini duyamayan,
kaybettiği eşinin kanının sıcaklığı yüzünden soğuğu hissetmeyen sevgililerin, anaların, babaların, yavruların kahramanlık destanıdır.
Babasının yokluğunu gözü yaşlı annesine hissettirmemek için silahını kapıp cepheye koşan delikanlıların zaferidir.
Bahçede oynaması gerekirken ,minicik elleri ile boş kovanları toplama çabasına düşüp,dedesine götüren torununun eseridir.Torunlarını bu güzel beldede özgürce,huzurlu yaşatabilmek için hayatlarını çekinmeden feda eden büyüklerimizle gurur duyuyoruz.
Bize bıraktıkları miras olan "Vatan sevgisi"ni, Gaziantepli olmanın gururunu Gaziantep var oldukça onurla sürdüreceğiz.”