2025 yılı, konut piyasasında dengelerin hızla değiştiği bir dönem olarak öne çıkıyor. Büyükşehirlerde konut fiyatları son üç yılda yüzde 200’ün üzerinde artarken, kiralar da hane gelirlerinin yarısını aşan seviyelere ulaştı. Faiz oranlarındaki yükseliş, krediyle ev sahibi olmayı zorlaştırırken; kiralık konut bulmak da giderek güçleşiyor. Bu tablo, birçok kişiyi aynı sorunun etrafında buluşturuyor: “Ev almak mı, kiralamak mı daha mantıklı?”
Konut piyasasında belirsizlik hâkim
2025 yılına girerken konut piyasasında dengeler değişmiş durumda. Yükselen inşaat maliyetleri, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve arz-talep dengesizliği, konut fiyatlarını yukarı çekmeye devam ediyor.
Büyükşehirlerde son üç yılda konut fiyatları %200’ün üzerinde artarken, Anadolu şehirlerinde de ciddi fiyat yükselişleri dikkat çekiyor.
Öte yandan, kiralık konut bulmak her zamankinden zor. Talebin arzı aşması, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde kira fiyatlarını rekor seviyelere taşıdı.
Faiz oranları ev sahibi olmayı zorlaştırıyor
2025 itibarıyla konut kredisi faiz oranları aylık bazda %3,5 ila %4,2 aralığında seyrediyor. Bu oranlar, özellikle uzun vadeli kredi kullanacaklar için önemli bir yük anlamına geliyor.
Örneğin 1 milyon TL tutarında 120 ay vadeli kredi çeken bir kişi, toplam geri ödemede neredeyse iki katı bir maliyetle karşılaşıyor. Bu da ev sahibi olma isteğini ciddi ölçüde zorluyor.
Kira artışları devam ediyor
2023 ve 2024’te olduğu gibi 2025’te de kiralar yükseliş trendini sürdürüyor. Özellikle büyükşehirlerde kira bedelleri, hane gelirlerinin yarısına yaklaşmış durumda.
Ancak uzmanlara göre yüksek kira ödemek, her zaman satın almaktan daha avantajlı değil. Çünkü ev alım sürecinde peşinat, kredi faizi, tapu masrafları, bakım giderleri gibi ek kalemler de toplam maliyeti artırıyor.
Konut yatırımı artık eskisi kadar karlı değil
Uzun yıllar “en güvenli yatırım aracı” olarak görülen gayrimenkul, artık aynı getiriyi sunmuyor. Artan maliyetler, dalgalı döviz kurları ve ekonomik belirsizlik, yatırımın geri dönüş süresini uzattı.
2025 itibarıyla büyükşehirlerde bir konutun kira gelirinden kendini amorti etme süresi 22 ila 28 yıl arasında değişiyor. Bu da konut yatırımını kısa vadede daha az cazip hale getiriyor.
Esneklik mi, güvence mi?
Ev sahibi olmak, uzun vadeli güvence ve kira artışlarından korunma anlamına gelse de yaşam koşulları açısından esnekliği azaltabiliyor.
İş değişikliği, şehir değiştirme veya farklı yaşam planları olan bireyler için kirada kalmak daha özgür bir seçenek sunuyor.
Buna karşılık, istikrarlı gelir sahibi ve uzun süre aynı şehirde yaşamayı planlayanlar için ev sahibi olmak hâlâ avantajlı olabilir.
2025’te hangi şartlarda ev almak mantıklı?
Eğer geliriniz sabitse, borç yükünüz düşükse ve uzun vadede aynı şehirde yaşamayı planlıyorsanız, 2025’te ev almak hâlâ mantıklı bir karar olabilir.
Yüksek peşinatla, düşük kredi ihtiyacıyla yapılan alımlar, kira öder gibi ev sahibi olma imkânı sunabiliyor.
Ancak faiz oranlarının yükselmesi, toplam maliyetin uzun vadede daha da artmasına neden olabileceğinden, alım kararının titizlikle planlanması gerekiyor.
Kiracı kalmanın avantajları
2025 yılında kirada kalmak, özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde mali esneklik sağlıyor.
Ev alımı için gereken peşinat, tapu harcı ve kredi masrafları yerine, birikimleri farklı yatırım araçlarına yönlendirmek mümkün.
Ayrıca, iş veya yaşam değişikliklerine hızlı uyum sağlama imkânı da kiracılık lehine bir avantaj yaratıyor.
"Karar Kişisel Koşullara Göre Verilmeli"
Uzmanlara göre, 2025’te konut piyasasında tek bir doğru yok.
Ev almak ya da kiralamak kararı, gelir düzeyi, yaşam planı, borç durumu ve ekonomik dayanıklılıkla doğrudan ilişkili.
Uzman değerlendirmelerine göre:
Kısa vadede kirada kalmak daha düşük maliyetli olabilir.
Orta ve uzun vadede, sabit gelirli bireyler için ev sahibi olmak hâlâ kârlı bir yatırım olabilir. Yüksek faiz ortamında krediyle ev almak, ödeme planını ciddi şekilde zorlayabilir.
2025’te karar vermek strateji gerektiriyor
2025 yılı, konut piyasasında dikkatli planlama gerektiren bir dönem olarak öne çıkıyor.
Ne alınacağı değil, hangi koşullara dayanılabileceği bu yılın en belirleyici sorusu.
Konut kararı verirken sadece bugünkü tabloya değil, önümüzdeki yılların ekonomik trendlerine de bakmak gerekiyor.




