Hava Durumu

KILIÇDAROĞLU – DUYGULAR VE AKIL

Yazının Giriş Tarihi: 31.05.2023 11:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.05.2023 11:59

Yoğun olarak duyguları ile hareket eden bir toplumuz. Bu nedenle olaylara, gelişmelere tepkilerimizde standardı yakalayamıyoruz.  

Yaşamı düzenleyen kurallar olsun istiyoruz. Kurala uymayanlara yaptırımlar olmasını da destekliyoruz. Ama konu bize geldiğinde bu kuralların esnemesini savunabiliyoruz. Bu nedenle Avrupa ülkelerindeki özendiğimiz düzeni oluşturamıyoruz.

**

Birkaç gündür sosyal medyada CHP’lilerin Kemal Kılıçdaroğlu üzerine tartışmalarını izliyorum.

CHP’de bir grup, artık değişim vaktinin geldiğini düşünüyor.

Bu konudaki görüşümü baştan belirteyim; bu sürecin sancısız olması için değişimi bizzat partinin lideri Kılıçdaroğlu’nun başlatması ve süreci düzgün bir şekilde yönetip, görevi devretmesi gerekiyor.

Bir grup ise Kılıçdaroğlu’nun ayrılması fikrine şiddetle karşı. Yine duygular ön planda.

Kılıçdaroğlu’nun kazanmak için elinden geleni yaptığını belirterek, örgütlerin, kadroların yeterince çalışmadığını dile getiriyorlar.

Ben bu şekilde görüş belirtenlerin olayı duygularıyla değerlendirdiklerini düşünüyorum. Tabii ki gönül verilen bir liderin bırakma durumuna gelmesi üzücü. Ancak, sorumluluk alan kişinin başarısız olunduğunda sonuçlarına razı olması ve görevi bırakma olgunluğunu göstermesi gerekiyor.  Kılıçdaroğlu’na düşen de bu sorumluluğu yerine getirmek.

**

Tarih boyunca yaşanan iyi ve olumlu gelişmeler, liderlerin gücüne, aklına ve başarısına mal edilir. O zaman yaşanmış başarısızlıkları da kötü liderliğe bağlamak yanlış olmaz.

 “Kılıçdaroğlu elinden geleni yaptı, örgütleri yeterince çalışmadı” söyleminin düşünülmeden dile getirilmiş bir savunma olduğunu belirteyim.

Eğer bir işte başarı sağlanamaz ise, yöneticiler başarısız demektir. Kuruluşların başarısızlığı, yöneticilerin başarısızlığından kaynaklanmaktadır.

Eğer seçimlerde Sayın Kılıçdaroğlu’nun kadroları, il örgütleri çalışmadıysa, bunun sorumluluğu Kılıçdaroğlu’ndadır. Bir lider olarak parti örgütlerinin çalışmasını sağlayacak kararları alması gereken bizzat kendisidir.

**

Yıllardır CHP’nin Gaziantep örgütündeki sıkıntı dile getirilir. Hatta Genel Merkez yöneticilerinden, Gaziantep adı geçtiğinde “Bu Gaziantep örgütünü ne yapacağımızı bilmiyoruz” söylemini duymayan partili yok gibidir. Bu düşünce Gaziantepli partililerce de kabul görmektedir.

Halbuki Gaziantep örgütünde bir sorun varsa ve bunu Gaziantep örgütü çözemiyorsa, çözmesi gereken Genel Merkez yöneticileridir.

Gaziantep örgütünü ne yapacağımızı bilmiyoruz” söylemi bir yönetici söyleminden uzak, beceriksizliğin itirafı bir söylemdir.

Yönetici çözüm üretendir, yönetici yeniden yapılandırandır, yönetici dişlilerin işlemesini sağlayandır.

Ne yapacağımızı bilmiyoruz” diyen kişi yönetici değildir.

Yıllardır Gaziantep’in çözülemeyen örgütlenme sorununun da baş sorumlusu, partinin Genel Başkanı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

**

Yazımın başında belirtmiştim; olayları kimin yaşadığına göre farklı değerlendiriyoruz. Başkasıyla ilgili bir olayda daha net olurken, kendimize geldiğinde kuralları esnetme ihtiyacı hissediyoruz.

Kılıçdaroğlu, kalmalı” diyenlere sormak gerekiyor;

Çorlu’daki tren kazasında Ulaştırma Bakanı’nı, Amasra’daki maden kazasında Enerji Bakanı’nı istifaya davet etmediniz mi? Onların, “Bakan bey iyi çalışıyor. Ama alt kadroları sıkıntılı” savunmasını kabul ediyor musunuz?

Bu bakanların kazaları bizzat kendileri yapmasa da baştaki kişi olarak sorumluluğu üzerlerine alıp istifa etmeleri gerekiyordu. Dünyadaki doğru örnekler de bu şekilde.

Bakanların istifasını isteyen CHP’lilerin şimdi Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığına bahane üretmeye çalışması düşündürücü. Ve adil olmaktan uzak.

Genel Başkan olarak 11 seçim kaybeden, yaşı itibariyle artık bir değişim sürecini yönetemeyecek bir kişinin hala o koltukta oturması gerektiğini savunmayı, duyguların ağır bastığı, akıldan uzak olarak izah edebiliriz.

Kılıçdaroğlu ve liderliğini yaptığı parti bir seçimde daha başarısız olmuştur. Gereğini yapmak da bizzat ve öncelikle ona düşmektedir.

Başarısızlık ve onu kabul etmek bir son değildir, yalnızca bir aşamadır.

Hatta yeni bir başlangıçtır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.