Düşün

Atatürk'ten muhteşem bir ders…

Konu azınlıklar. İnönü bir yasa çıkarmaya hazırlanıyor. Atatürk'ün huzuruna çıkıyor. - Hayırdır İsmet... Habersiz geldin.

- Paşam, azınlıklar meselesi... Konuyu Meclis'e getireceğiz... Ne diyorsunuz?

- İsmet bugün geç oldu... Yarın sabah erkenden gel, konuşalım.

***

İnönü çıkınca Atatürk "bütün görevlileri" toplamış:

- Sadece laleler kalsın... Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün, atın... Derhal.

İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin "halini" görmüş ve "görevlilere" sormuş:

- Ne oldu böyle?

- Gazi Paşa Hazretleri emrettiler, söktük.

Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına girmiş:

- Paşam, bahçenin durumu nedir?

- Azınlıkları söküp attım İsmet.

İnönü "anladım" dercesine başını öne eğmiş:

Atatürk:

- İsmet, ben "Ne Mutlu Türküm Diyene"  sözünü boş yere söylemedim... Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin... Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın.

(Alıntı)

//

H

AKŞAM ÜSTÜ RÜYASI

Şimdi gemiler geçer uzaklardan

Gönlüm güvertede sereserpedir.

Işıklı geceler,saz sesleri, peynir ekmek

Ne biletim ne param ne dostum var

Pır pır eder yüreğim bakındıkça...

-Uyan Turgut um, garibim, uyan

Bura Terme'dir.

 

Terme köprüsünden kamyonlar geçer,

Irgatlar üç orada beş burada konuşurlar

Bir gece başlar, yarı siyah, yarı kırmızı

Cigaramı yakar evime dönerim...

-Gidin gemiler, gidin

Vardığınız yerlere selam edin

Gün olur bütün kaygılardan uzak

Ben de gelirim...

 

Turgut UYAR

///

Gülümse

Testiyi kırmadan önce

Nasreddin Hoca oğlunun eline bir testi tutuşturup çeşmeden su getirmesini istemiş. Çocuk dışarı çıkarken de ensesine bir tokat atıp :

– Testiyi kırma ha ! diye öğüt vermiş .

Bunu gören komşulardan biri :

– Yahu Hocam demiş, henüz testiyi kırmadan niye dövüyorsun yavrucağızı ?

Hoca cevap vermiş :

– Testiyi kırdıktan sonra neye yarar be birader !

//

Kulağına küpe olsun

“Yaşanacak bir yaşam vardır. Binilecek bisikletler var, yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak güneş batışları vardır…”

Cesare Pavese