Türkiye’de son on yılda en fazla sessiz ama derin dönüşüm yaşanan alanlardan biri, sosyal yardımların yönetimi oldu. Yoksulluğun, eşitsizliğin ve sosyal dışlanmanın azaltılmasını hedefleyen devlet politikaları, artık geleneksel formların ötesine geçerek dijital altyapıya dayalı bir sistem inşa ediyor. Bu dönüşümün merkezinde yer alan “Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi (BSYS)”, sadece yardımların dağıtımını kolaylaştırmakla kalmıyor; aynı zamanda sosyal devlet anlayışını daha veriye dayalı, adil ve etkin bir hale getiriyor.
Eskiden farklı kurumlar arasında dağınık biçimde yürütülen sosyal yardım uygulamaları, zamanla hem bürokratik yük oluşturuyor hem de vatandaşların aynı yardımdan birden fazla kez yararlanma veya hiç erişememe riskini doğuruyordu. Bugün ise, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen BSYS sayesinde, tüm sosyal yardım başvuruları tek bir veri tabanında toplanıyor. Bu sistem; nüfus, tapu, gelir, SGK, eğitim, sağlık ve bankacılık verilerini çapraz olarak analiz ederek, yardımların “doğru kişiye, doğru zamanda, doğru biçimde” ulaştırılmasını amaçlıyor.
Tek Kapı, Tek Ekran, Tek Kayıt Dönemi
Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi’nin en dikkat çeken yönü, vatandaşın karşısına artık birden fazla kapı yerine tek bir başvuru noktası çıkarmasıdır. Eskiden sosyal yardım almak için muhtarlıktan belge, kaymakamlıktan onay, belediyeden form, vakıftan görüş almak gerekiyordu. Şimdi ise BSYS üzerinden yapılan bir başvuru, tüm bu süreçlerin yerini alıyor. Vatandaş, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla ya da e-Devlet üzerinden tek tıklamayla başvurusunu yapabiliyor.
Bu dijital altyapı sayesinde sadece bürokrasi azalmadı; aynı zamanda sosyal yardım sisteminde şeffaflık ve hesap verebilirlik arttı. Hangi yardımı kim alıyor, hangi kriterlere göre uygun bulunuyor, hatta yardımın sonucu ne kadar sürdürülebilir oluyor — tüm bu sorular artık veriyle yanıtlanabiliyor. Sistem, 50’den fazla kurumun bilgi altyapısıyla entegre çalışıyor ve 30 milyondan fazla vatandaşın sosyal yardım geçmişini tek çatı altında izleyebiliyor.
Yardımda Adalet ve Etkinlik Dengesi
Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi’nin getirdiği bir diğer yenilik, sosyal yardımların gelir testi ile ilişkilendirilmesidir. Türkiye’de 2012 yılında başlatılan bu uygulama, özellikle yeşil kart, yaşlılık maaşı, engelli aylığı gibi yardımların kimlere yapılacağını nesnel veriler üzerinden belirlemeyi mümkün kıldı. Artık yardım almak isteyen bir vatandaşın gelir durumu, hane bazında otomatik olarak tespit ediliyor. Böylece gerçekten ihtiyaç sahibi olan kesimlere öncelik tanınıyor; gelir beyanı üzerindeki belirsizlikler ortadan kalkıyor.
Bu sistem, sosyal yardımlarda etkinlik ve sürdürülebilirlik ilkelerini güçlendirirken, aynı zamanda “yardım bağımlılığı” riskine karşı da politika üretme kapasitesini artırıyor. Çünkü BSYS yalnızca yardım dağıtan bir mekanizma değil; aynı zamanda sosyal politikaların etkisini ölçen bir analiz aracı. Kimin hangi yardımdan faydalandığı, hangi bölgelerde yoksulluk riski arttığı, hangi desteklerin işe yaradığı gibi sorulara veri temelli cevaplar sunuyor. Böylece devlet, sadece yardım veren değil; aynı zamanda sosyal refahı yöneten, planlayan ve önleyici adımlar atan bir aktör haline geliyor.
Veriyle Şekillenen Sosyal Politika
Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi, aynı zamanda Türkiye’nin “dijital refah devleti” vizyonunun da bir parçası. Artık sosyal yardım politikaları, sahadan gelen gözlemlerden çok, merkezi verilerle desteklenmiş analizler üzerine kuruluyor. Bakanlık bünyesindeki Sosyal Yardım Veri Ambarı, ülkenin hangi bölgesinde ne tür sosyal sorunların yoğunlaştığını gösterebilen dinamik bir tablo oluşturuyor. Bu tablo, sadece yardım dağıtımı değil, aynı zamanda istihdam, eğitim, sağlık ve konut politikaları için de önemli bir referans sağlıyor.
Örneğin; eğer bir ilçede uzun süredir yardım alan hane sayısı düşmüyorsa, bu durum o bölgedeki ekonomik veya istihdam sorununa işaret edebiliyor. Böylece BSYS, sadece bir sosyal yardım aracı değil, aynı zamanda erken uyarı sistemi gibi çalışarak sosyal riskleri önceden tespit etme işlevi görüyor.
Pandemi Dönemi: Sistemin Dayanıklılık Testi
COVID-19 salgını döneminde, Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi’nin önemi belki de en net şekilde görüldü. Kısa süre içinde milyonlarca haneye sosyal destek sağlanması gereken bir dönemde, sistemin dijital omurgası sayesinde yardımlar hızlı, adil ve tekrarsız biçimde dağıtılabildi. “Biz Bize Yeteriz” kampanyası, “Sosyal Koruma Kalkanı” uygulamaları ve “Nakdi Ücret Desteği” gibi politikaların arkasındaki veri akışı bu sistem üzerinden yürütüldü. Böylece sosyal devletin krizlere karşı tepki kapasitesi önemli ölçüde arttı.
Yeni Dönem: Entegrasyondan Katılıma
Bugün gelinen noktada, Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi sadece bir dijital platform değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın kurumsal çerçevesi haline geldi. Bundan sonraki aşama ise yardımları sadece bir destek değil, bir kalkınma aracına dönüştürmek. Bunun için sistemin istihdam, eğitim ve psikososyal destek mekanizmalarıyla daha güçlü bağlar kurması gerekiyor. Yani amaç, sadece yardımı ulaştırmak değil; yardıma ihtiyaç bırakmayan bir toplum inşa etmek.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, önümüzdeki dönemde sistemin “dinamik izleme” özelliğini geliştirmeyi ve yapay zekâ destekli sosyal politika planlaması aşamasına geçmeyi hedefliyor. Böylece sosyal yardımların etkisi, gerçek zamanlı olarak ölçülebilecek ve devlet, kaynaklarını çok daha verimli kullanabilecek.
Sonuç: Sosyal Devletin Dijital Kalbi
Türkiye’nin sosyal yardım politikası uzun yıllar boyunca yardımın kendisine odaklanırken, artık yardımı yöneten akla ve teknolojiye odaklanıyor. Bütünleşik Sosyal Yardım Sistemi bu anlamda bir reformdan çok daha fazlası: Devletin, vatandaşıyla olan sosyal sözleşmesini dijital çağa uyarlama girişimi.
Kısacası, bugün bir vatandaşın sosyal yardım alması artık sadece bir hak değil; aynı zamanda teknolojik bir süreç, veriye dayalı bir karar ve şeffaf bir devlet pratiği haline geldi. Bu sistem, “yardımın adaleti” ilkesini yalnızca kâğıt üzerinde değil, algoritmaların içinde de yaşatan yeni bir dönemi başlatıyor.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar
[email protected]