Ananın gücü ne kadar olsa babanın gücü kadar değildir. İşte bir davadan dolayı toplu berat kararı veren, Anayasa mahkemesinin kararı bundan böyle Yerel mahkemeler ile Yargıtay’a bir örnek teşkil eder. Çünkü şu an yerel mahkemelerin yargılama ve ceza verme sitilleri hiçbir yasaya uymadığı gibi vicdani kanaati de ortadan kalmaya başlamıştır. 

Aynı mahkemenin bir önce verdiği ceza Yargıtay sonrası ikiye katlaması ile verilen cezanın mantığa ve hukuka uymadığı gibi Yargıtay’ın onaylaması şunu akla getiriyor. Sayın Adalet Bakanının dosyaları biriktirmeyin, bir an önce karara bağlayın sözü üzerine, sanki dosayalar incelenmeden onaylanmış gibi bir durum ortaya  koyuyor.

İşte buna benzer bir karara karşın gerçek kararı veren Anayasa mahkemesinin bu kararına saygı duymak elden değil. Demek ki, şu an cezaevlerinde yatan çok insanın, onaylanan dosyaları, gözden geçirilse, belki de çoğu ya berat eder yada cezalarında geniş çaplı düşme olabilir. Bundan dolayı, bu gün bu insanların vebalini taşıyan emirler veren Adalet Bakanının gerekli bir adım atması gerekir.

Ben ceza profesörü değilim ama yaşadığım gördüğüm kadarıyla, halka ayrı yansıyan belli kesimlere ayrı yansıyan ceza yasalarının vicdani bir karar olmadığına inanıyorum. Bizler demokrat insanlar ve merhum Ecevit’in öğrencileri olarak yargılamanın adil olması ve bütün toplumu kapsamasını savunan insanlar olarak, bu gün yargı ile ceza evlerinin bir, ticarethane haline geldiğini görünce, mahkûm ve mahkûm yakınları üzerinden ticaret yapan yöneticilerin, arkasında olanlar ve onlara meydan veren, sayın adalet bakanına, çağrıda bulunarak, gelin şu insanları, geçmişte Bulgar zulmü yapılır gibi bir yargılama ve ıslah yoluna gitmeden vaz geçmeleri için, toplumun ve anayasa mahkemesinin karalarına kulak vermeye davet ediyorum.

Gaziantep’in Ecevit’i