Sizi bilemem ama ben bu yıl birçok insana karşı sevgimi, saygımı ve güvenimi kaybettim. Belki de bu yılın bana en büyük öğretisi buydu: herkesle iyi niyetli olunmaz, herkes hak etmez kalbini.

Bir zamanlar sabrın erdemine inanırdım. İnsanları anlamaya, onlara bahaneler bulmaya çalışırdım. ‘’Belki kötü bir dönemden geçiyordur.’’, ‘’belki farkında değildir’’ derdim. Ama fark ettim ki bazı insanlar kötü bir dönemden geçmiyor, sadece kötülüğü bile isteye ısrarla yapıyor.

Ve bazı insanlar farkında olmamakla değil, bile isteye seni üzmekten çekinmemekle suçlu.
Güven dediğin bir kere sarsıldığında, kalbinin içine bir mesafe yerleşiyor. Artık aynı sıcaklıkla yaklaşamıyorsun. Sevgi dediğin, içinde kırgınlık biriktikçe sessizce sönüyor.
Saygı ise en sessiz vedadır; bitti mi, o insana bakışın bile değişiyor.

Ben bu yıl öğrendim…

Kimseye sonsuz sabır göstermek zorunda değilim. Kırıldığım yerde kalmak zorunda hiç değilim. Ve en önemlisi, her ‘’iyi görünenin’’ iyi olmadığını artık biliyorum. Onların sadece sana bahaneleri var.

Bazen kaybettiğin şeyler seni eksiltmez, aksine seni korur. Ben sevgimi, saygımı ve güvenimi kaybettim belki; ama kendimi yeniden kazandım.

Bu yıl bana, kalbini korumanın bir olgunluk biçimi olduğunu döve döve öğretti.