Bazı insanlar vardır; hayatın karmaşasına kapılmadan, beklentisiz, temiz bir yürekle severler. Onlar için aşk ne bir hesap işidir ne de geleceğe dair uzun listeler. Onlar yalnızca yanında olmayı, göz göze gelmeyi, aynı havayı solumayı ister. İşte o çocuk ruhlu, enerjik, kendi halinde kız da öyle sevdi seni. En saf haliyle, en temiz duygularıyla…
Hiçbir şey istemedi senden, sadece varlığını. Yanında olmanı, kalbini paylaşmanı. Ne büyük bir suç olabilir ki bu? Sadece sevilmek istemek. Kalbini ilk kez böylesine korkusuzca, ilerisini gerisini düşünmeden açan birine karşılık vermek çok mu zordu? Eziyet etmeden sevmek başını okşamak, kocaman sarılmak çok mu zordu? Yalvartmadan aşk yaşamak çok mu zordu? Gözyaşı oluşturmadan sevmek çok mu zordu?
Oysa senin elini tutarken, gözlerinde umut biriktirirken, tek bildiği şey sevgiydi. Dünyaya ait bütün kaygılarını bir kenara bırakıp saf bir kalple seni sevmişti. Karşılık bekledi belki, ama o karşılık ne hediye ne büyük vaatlerdi, sadece senin kalbindi. Senin yanında oluşundu.
Sevilmek, anlaşılmak, değer görmek… Kalbinin tek duası buydu. Ama çoğu zaman en basit şeyleri bile insanlara çok görmek, onları yarı yolsa bırakmak kolay geliyor. Oysa o kızın günahı neydi? Bir tek suçu vardı: Seni tüm kalbiyle sevmek…
Belki sen hala aradığını dışarıda, kalabalıkta, karmaşada sanıyorsun. Ama bil ki, senin için çocuk kalbini kocaman açmış bir yürek vardı. Ve o yüreğin tek dileği, sadece seninle sevilmekti.