2019’un son günü...

Gece 23:59’da 2020 için iyi dilekler tutularak yapılan Geri sayım...

Ne olduysa ondan sonra oldu işte.

Depremler, yangınlar, seller ve corona…

Diğerleri bir şekilde geçti. Ama halen insanlığın başına bela olmayı sürdüren corona illeti, futbolun da baş belası oldu.

Takımlar ve oyuncular tam tabiri ile çöktü.

Ligler oynanacak oynanmayacak ikilemi içinde insanlık kendisini evde ekmek yapmaya adadı...

Sonra işler biraz gevşedi.

Yayıncı kuruluşlar falan devreye girdi, biz para kaybediyoruz dedi.

Dünya spor otoriteleri, işin ekonomisini de göz önüne alarak “tedbirli olarak oynansın” kararını verdi.

Fransa hiç oralı olmadı ve şampiyonumuz belli deyip fişi çekti.

Bizde de durum benzerdi. Pandemi süresince üyelerine tek kuruş indirim yapmayan yayıncı, ligler oynanmazsa para mara vermeyiz resti çekti. Oysa kendisi çatır çatır alıyordu.

Göbekli göbekli futbolcular evde yaptıkları ekmekleri eritmek için spor salonlarına indi.

Ve başladık...

Geldiği günden beri yaptıkları ile taraftarın gönlüne taht kuran(!) Sumudica atlayıp gittiği özel uçağı ile geri döndü.

Bu takım başarılı olmazsa kendimi en yüksek binadan aşağı atarım dedi dönüş yolunda.

Pandemi sonrası kaybetmeyen tek takımın hocası olarak gene gündemde kaldı...

Gaziantep FK ilk kez boy gösterdiği ligde 8. Olarak tarihi bir başarıya imza attı.

Bunda futbolcularımızın ekmek yapmadaki beceriksizliğinin(!) büyük önemi olduğunu düşünenlerdenim...

Basın toplantısında meslektaşımıza salladığı parmağı, kritik maçlarda yapmış olduğu yanlış değişiklikleri, oyuncular ile olan enteresan diyaloglarını ve canlı yayında defalarca rakiple uğraşmasını saymazsak aslında iyi biri kendisi.

Aslan payı Rumen’e teslim edildi.

Ancakkkkk! Bu başarıda kaleci Günay ve Djilobodji nin katkılarını da es geçmemek gerek.

Tabi çok önemli maçlarda bizi yalnız bırakan Kayode’nin dirseklerini de(?)...

Dün itibarı ile lig bitti.

Corona kadar hakemler de konuşuldu ve tabi hakemlerin patronu futbol federasyonu da.

Cumartesi gecesi Kayseri’nin buz gibi verilmeyen golü buna en büyük örnek.

Kendi adıma ben 2019-2020 sezonunu kayıp sezon sayıyorum.

Hiç bir şey olmadıysa da bir şeyler olmuştur diyen siyasetçi gibi düşünmesem de bir şeyler oldu diyorum.

Şimdi gündemde sahne “sahte transfer” haberlerinde.

O bunu aldı, bu bunu sattı...

Ligler Eylül başında başlayacak ya işte bu iki ay çok şeye gebe.

Neden böyle dediğimi ileriki yazılarımda okuyacaksınız.

Küçük bir ipucu vermem gerekirse “kulüp başkanlığı” demem yeterli olacaktır.

Şimdi girin mutfağınıza katın unu suya...

Öyle ya tam ekmek yapmalık hava...